|
Ayşe Arman’a konuşan Yeşilçay ise Erkan Petekkaya’nın kendisine mobbing uyguladığını, yönetmenin ve yapımcının da buna ses çıkarmadığını söyledi.
Nurgül yeşilçay'ın bu iddialarının ardından dizinin yapımcısı Endemol Shine Türkiye bir açıklama yaptı:
Paramparça’ dizimizin 52 bölüm boyunca Erkan Petekkaya ile başrollerini paylaşan Nurgül Yeşilçay’ın, medya aracılığıyla yaptığı açıklamaları üzülerek takip etmekteyiz.
Her iki değerli sanatçımız da, ülkemizin yanında, uluslararası yayın kuruluşlarında da yüksek izlenme oranlarına ulaşan dizimizin başarısında yüksek paya sahiplerdir. Fakat burada asıl pay, gece gündüz demeden olağanüstü bir emek ve özveri ile çalışan, set işçisinden yönetmenine büyük ekip ruhundadır.
Türkiye’de 57. bölümü yayınlanan, dünyada onlarca ülkeye satışı gerçekleştirilen ve her gün yeni ülkelerde yayına girip gün birincisi olan dizimiz ‘Paramparça’ üzerinden, özellikle bu başarıda büyük emeği olan Yönetmenimiz Altan Dönmez ve tüm ekip arkadaşlarımızın motivasyonlarını kırıcı ve gerçek dışı cümleler duymak, Endemol Shine Türkiye yönetimi tarafından bir açıklama yapmak zorunluluğu doğurmuştur.
300’ü aşkın, kendi konusunda profesyonel yeteneğin çalıştığı, neredeyse Türkiye’nin en pahalı setine sahip olan ‘Paramparça’ veya diğer yapımlarımızın setlerinde, şoföründen oyuncusuna birbirleri ile uyum içinde çalışamayan veya zamanla bu uyumu kaybedip, ekip ruhu dışına çıkan arkadaşlarımız her zaman olmuştur ve profesyonel çalışma hayatının doğası gereği olacaktır. Yüksek konsantrasyon ve ciddi disiplin gerektiren mesleğimizde, yaşanan bu gibi durumlarda bizlere düşen, ekip ruhunu zedelemeden, ekip motivasyonunu kaybetmeden, konuşarak, kişileri uzlaştırmaya çalışarak, sorunları çözmektir.
Dizimize katkısını kuşkusuz hiçbir zaman sorgulamadığımız başrol oyuncularımız Erkan Petekkaya ve Nurgül Yeşilçay arasında yaşanan ve maalesef çarpıtılarak medyaya yansıyan bir olay sonrasında, Nurgül Yeşilçay ile görüşerek, kendisinin de kabulü ile ‘Paramparça’ sözleşmesini yenilememe kararı aldık. Başarılı bir yapım sürerken bu kararı almak bizim için ne kadar zor olsa da, her iki değerli oyuncumuz arasında yaşananlara, kim haklı veya haksız bakmadan, tüm ekip arkadaşlarımızın emeği ve kazanımları açısından değerlendirdik.
Fakat Nurgül Yeşilçay’ın yaptığı açıklamalarla, özellikle set ortamımız, kendisiyle çalışmaktan gurur duyduğumuz yönetmenimiz, başrol oyuncumuz ve tüm ekip arkadaşlarımız üzerinden, konuyu ülkemizin hassasiyeti tartışılmaz sorunları olan ‘kadın hakları’na, ‘anneliğe’, ‘mobbing’e bağlayarak bunu bir ‘algı değiştirme operasyonu’na çevirmesi tüm Endemol Shine Türkiye çalışanlarını derinden üzmüştür.
Yeşilçay’ın bizi hayrete düşüren bu gerçek dışı açıklamalarına temsil ettiğimiz kurum ve daha da önemlisi oyuncusundan, yönetmenine tüm ekip arkadaşlarımız adına, kayıtsız kalmayacağımızı ifade eder, set tutanakları ve şahitler eşliğinde tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı belirtmek isteriz.
Saygılarımızla
Endemol Shine Türkiye
YEŞİLÇAY'IN HÜRRİYET'TEN AYŞE ARMAN'A VERDİĞİ RÖPORTAJININ BİR KISMI ŞÖYLE:
"Erkan Petekkaya, senaryo gerektirdiği halde öpüşmek istememiş. Bizim gazetelerden okuduğumuz bu. “Benim Anadolu’da muhafazakâr izleyicilerim var” demiş… Nedir işin gerçeği?
En baştan anlatayım o zaman. Geçen sene, “Ben seninle sevgiliyi oynayamıyorum!” demeye başladı. Bu sene iyice ayyuka çıktı. Ben de, “Neden?” dedim, “Sonuçta ben lezbiyeni de oynadım, hayat kadınını da… Her şeyi oynarım. Oyuncuyuz biz, n’olacak ki? Niye oynayamayacaksın ki?” O da, “Sen anlarsın!” demeye başladı…
Haaaa, “Sevgiliyi oynayabilmek için, sevgili olmamız” gerekiyor iması mı?
Bilmiyoruz… Artık nasıl değerlendirirsen. Böyle devam etti süreç. Ama adamda sürekli bir huzursuzluk, sürekli “Seninle sevgiliyi oynayamıyorum!” deme hali. Benimse derdim başkaydı.
Senaryoda da var mı?
Elbette! Ama erkek başrol oyuncumuz istemiyor, o yüzden de öpüşülmüyor! Dahası bana, “Ooo! Sen de ne meraklıymışsın öpüşmeye. Sen zaten alışkınsın böyle şeylere” falan diyor. Gayet çirkin, çiğ laflar.
Öpüşmeme gerekçesi, gerçekten Anadolu’nun muhafazakârlaştığını düşünmesi mi?
Yok canım, onu sonradan uydurdu! Bir önceki dizide, eski karısına tecavüz etti, sonra birini öldürdü, çocuğunu dövdü filan… Anadolu, bunlara bir şey demiyor da öpüşmeye mi diyecek? Belki de “Bir erkek bunları yapabilir ama sevdiği kişiyi öpemez!” demeye getiriyor, bilmiyorum ki…
Bir oyuncunun senaryoyu kafasına göre değiştirme hakkı olabilir mi?
Bence olamaz! Yola bir aşk filmi diye çıkıldı. İkimizin birbirimizin gözünün içine bakan fotoğrafı kondu. İnsanlara bu vaat edildi. Bu vaat edildiyse sen onları kandıramazsın. Ama işte bu ülkede, erkek olunca her şeyi yapma hakkın oluyor. O da kendinde bu hakkı görüyor. Zaten mesele de bu! Biz bu malum şahısla çok ağır şeyler yaşadık. Sonra da utanmadan, “Konuşursam yer yerinden oynar!” diyor, diyebiliyor. Kardeşim, benim 11 yaşında pırlanta gibi bir oğlum var. Senin ne hakkın var böyle konuşmaya… Sormaz mı oğlum bana, “Anne sen ne yaptın!” diye? Ne demek bu? Ne yapmışım ben! Nasıl bir çamur atmaktır bu. Bir de bu lafı alıp başlığa koymuşlar. E geldi tabii bir sinir bana. Ben öyle ‘vur kafasına, al lokmasını’ biri değilim. Haksızlığa da gelemem.
Erkan Petekkaya’nın sana, “Amma da meraklıymışsın!” demesi mobbing mi?
Evet. Mobbing’in Allah’ı! Psikolojik baskı altındaydım. Herkes de bunu biliyordu ama kimse sesini çıkarmadı. Türkiye’deki sorun da bu bence. Herkes her şeyi biliyor, görüyor ama erkek dünyası ya, “Erkektir her şeyi yapmaya hakkı var!” ya, hele gücü de varsa, zorbalık yapsa da kimse sesini çıkarmıyor.
Senin küfür ettiğin oluyor mu?
Asla! Bak, sette asla alkol almam. Bunun üstüne basa basa söylüyorum. Ve sette asla küfretmem. Ama bana birisi küfrederse… Ederim! E çünkü benim de bir tahammül sınırım var. Yedigöller’deydik. Odadayım. Kendi kendime, “Sakin ol, son sahne! Dayan…” filan diyorum. Çağırdılar aşağıya, indim. Bunun kafa yine bir dünya. Oturmuş orada. Yönetmen dediğimiz adam da yanında. “Ben bunu var ya, çöplükten çıkardım!” dedi. İnanabiliyor musun? 300 kişilik ekip ve o yönetmen bozuntusunun yanında, benim için böyle dedi. Sinirlenmez misin? İçimden, “Ben bunun ağzını, yüzünü bir güzel dağıtsam” diye geçti ama sesimi çıkarmadım. Derin bir nefes aldım. Aaa bir baktım, elimde senaryo bütün romantik lafları atıyor, “Ben bunu yapmam! Ben bunu söylemem!” Ben de dedim ki, “Ya bu sahnenin çok romantik olması lazım!” Yine, “Sen de ne meraklısın böyle şeylere!” demesin mi? Dedi...
Eeeee?
Ben de içimden, “Madem istediğimiz her lafı istediğimiz gibi söyleyebiliyoruz senaryoda, ben de söylerim!” dedim. Laf geçiyoruz öncesinde. O şimdi okuyor, “Gülseren nasılsın?” dedi. Ben de cevap verdim. “İyiyim an...n a..!” Evet, yaptım! Beni o kadar delirtti ki söyledim! Sonra da mikrofonu çıkarıp, “Ben bu sahneyi çekmem!” dedim, gittim…
Bu kadar mı?
Evet… Belki de, “Anlatırsam yer yerinden oynar!” dediği bu. Aklınca beni tehdit ediyor. Yemezler öyle tehdit-mehdit, al işte ben daha mertim, eteğimde ne varsa döktüm. Çünkü bu adamların bize erkeklik diye yutturdukları şeye artık dayanamıyorum ve onların ipliğinin pazara çıkarılması gerektiğine inanıyorum.
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|