Soğuk Havalarda Evde Oturup İzlenecek Filmler
|
|
|
|
Kar yağışlı, yağmurlu ve çok soğuk havalarda yapılacak en güzel şey bir battaniyenin altına girip sıcak kahve eşliğinde film izlemek… Kazaklarınızı giyin ve içinizi ısıtacak bu filmlere bir göz atın. |
|
|
|
11 Ocak 2017 Çarşamba - 10:45 |
|
|
|
|
|
|
|
AMELIE
Bu Fransız komedisi bizi genç ve özel bir kadınla tanışmaya davet ediyor; her daim hayat dolu, yaşama sevgi dolu gözlerle tanıklık eden ve sahip olduğu özel ışıltıyı her anında yanında taşıyan Amelie’nin hikayesine... Anne ve babasını kaybetmiş olan Amelie, kendini başkalarının hayatlarını tamir etmeye, onları mutlu kılmaya adamıştır; bu adanmışlığı fark ettirmeden, bu durumdan bihaber olan insanların hayatlarını kolaylaştırmaya yönelik yapmaktadır. Peki başkalarının mutluluğu için çabalayan Amelie, yalnızlığının farkına vardığı an kendi mutluluğu için de çabalamaya başlayacak mıdır?
CESARETİN VAR MI AŞKA / JEUX D'ENFANTS
Birbirlerinin en iyi arkadaşları olan Julien ve Sophie, çocukken başladıkları tuhaf oyunu, yetişkinlik dönemlerinde de sürdürürler. Korkusuzluk içeren bir tür yarışmadır bu oyun. Cüretkar hünerlerini ortaya koyarak birbirlerini yenmeye çalışırlar. Sophie’nin Polonya kökenli olduğu için ırk ayrımı yapan çocuklarca tacizi ve Julien’in hasta annesi ve sorunlu babası nedeni ile yaşadıkları, her ikisini birbirlerine daha da fazla yakınlaştırır. Bu oyun aracılığı ile sık sık birbirlerinin acılarını dindirmek için çaba sarf ederler. Ancak bir açıdan bu oyun, onların birbirleri için yaratılmış olma ihtimalleri gerçeğini savuşturuyor da olabilir.
YAĞMUR ALTINDA / SINGIN IN THE RAIN
Don Lockwood, kendi yeteneklerini günden güne bileyerek geldiği bu son noktada, nihayet beyazperdenin en çok aranan ve en çok parıldayan yıldızlarından biri haline gelmiştir. Ulaştığı noktada yeri sağlam olan bu ünlü şahsiyetin güvenini kıracak kişi ise aktörleri birer birer reddedecek olan Kathy Selden olacaktır. Don, kendisine yapılanların üstesinden gelir gelmez Kathy’ye aşık olacaktır. Ancak öte yandan da seksi ve bencil Lina Lamont, Don’u kendisi için istemektedir.
KÜÇÜK GÜN IŞIĞIM / LITTLE MISS SUNSHINE
Hoover ailesi, uzaktan bakılırsa oldukça sıradan ve modern bir Amerikan ailesidir. Ancak birbirlerine taban tabana zıt üyeleriyle ve çatışmalarıyla aslında hiç de öyle değildir. Küçük, akıllı ancak şişman kızları Olive'in tüm hayali ülkenin öteki yakasında düzenlenecek bir güzellik yarışmasına katılmaktır. Eski bir minibüse atlayarak yola çıkan aile, bu yolda bir aile olmanın ne demek olduğunu yeniden keşfedecektir.
HAYALİMDEKİ AŞK /RUBY SPARKS
Calvin genç yaşında büyük başarı elde etmiş ama hızlı yükselen kariyerinde şimdi duraklama evresine giren bir yazardır; sanki ilhamı tutulmuştur. Bu durumla başa çıkmak içinse ilginç bir yol dener. Kendini yeni bir romansın içine sokmaya karar verir ve kendisini seveceğini düşündüğü bir dişi karakter yaratır ve adını Ruby koyar. Fakat bir hafta sonra Ruby kanlı canlı salondaki kanepede oturuyordur. Calvin kelimelerinin nefes alan bir canlıya dönüştüğünü görünce ne yapacağını şaşırır...
ROMA'YA SEVGİLERLE
Amerikalı tanınmış mimar John, gençliğinin kenti olan Roma’da tatildedir. Gençliğinin sokaklarında gezerken, henüz genç bir adam olan Jack ile karşılaşır. Jack'in ise başında sevgilisi Sally’nin güzel ve belalı arkadaşı olan Monica derdi vardır. Jack Monica’ya gitgide aşık olurken, Jack'de onda kendi gençliğini görür...
PARİS'TE BİR GECE YARISI
Sonbaharda evlenecek olan Amerikalı nişanlı çift Gil ve Inez, Inez'in babasının iş gereği Paris'e gelmesini fırsat bilip, küçük bir tatil için bu gözde Avrupa şehrinin yolunu tutarlar. Başta her şey eğlence dolu bir Avrupa kentini gezmekten ibaretken, özellikle damat adayın Gil'in Paris caddelerinde gece yarısı yaşadığı gerçek üstü maceralar sadece onun değil tüm ailenin hayatını değiştirecektir...
Zira bu genç adam, Paris’e büyük bir aşk beslemeye başlar ve edebiyatçı kimliği ve tutkusu pekişir...
BARSELONA BARSELONA
Amerikalı Vicky ve Cristina, İspanya'da geçirecekleri bir yaz tatilinde, karşılarına çıkan gizemli bir İspanyol sanatçıdan etkileneceklerdir. Gösterişli sanatçı ve onun güzel fakat "arıza" eski eşi ile tehlikeli sularda yüzeceklerdir. Vicky evlenmek üzere olan ancak muhafazakar ve tutucu bir kadındır. Cristina ise cinsel maceralara meraklı, zihni açık, özgür ruhlu bir kadındır. Kaderleri kesişen üç insan arasında doğan yasak aşk ilişkisi kaotik sonuçlar doğuracaktır.
Bu havalara biraz romantizm, biraz dram yakışır diyenlere;
PİYANİST
Erika Kohut, fazlasıyla idealist, otoriter ve saygıdeğer kişiliğiyle tanınan bir öğretmendir. Tüm bu sıradan karakterinin yanısıra Erika, cinsel arzularına gömülü gizli dünyasında bastıramadığı ikincil kişiliğini de sürdürmektedir. Vakit buldukça porno film sinemalarına gitmekte, parkta gizlice sevişen çiftleri saklanarak izlemekte ve kendi arzularını tatmin etmeye çabalamaktadır. Öğrencilerinden bir tanesi kendisine yoğun bir ilgi duymaktadır. Bu ilgi Erika'nın kapalı kişiliğinin açılmasında önemli bir rol oynayacaktır.
SÜRÜCÜ / DRIVE
Hollywood'da dublörlük yapan ve keskin araba kullanabildiği için geceleri de soygunlara katılan bir araba sürücüsünün (Gosling) yaşamını merkeze alıyor...
Sürücünün yasa dışı hayatı, güzel komşusu Irene'nin (Mulligan) hapisteki kocasına yardım etmeyi kabul etmesiyle daha da tehlikeli bir hale bürünür. Zira bir anda kendisini Los Angeles'ın en tehlikeli adamlarının hedef listesinde bulur. Şimdi hem kendi hayatını, hem Irene ve oğlununkini kurtarmak için yapacağı tek şey en iyi bildiği şekilde sadece araba sürmektir.
KÜÇÜK BEYAZ YALANLAR
Bir restoran işleten ama yaşlandıkça iyice cimri ve aksi bir adam olan Max ve eşi Vero, her yıl yakın arkadaş grubunu kendi yazlıklarına çağırarak tatil açılışını hep beraber yapmayı adet edinmişlerdir. Fakat bu sefer Paris’ten ayrılmaya hazırlandıkları gün, dostları Ludo motorsikletiyle ağır bir trafik kazası geçirince, tatile çıkıp çıkmamak konusunda hepsi fikir ayrılığına düşerler. Yoğun bakımda yatan Ludo için ellerinden bir şey gelmediğine karar verince yazlığa doğru yola çıkarlar ama her birinin içinde ayrı bir huzursuzluk vardır.
Zira her birinin kendisine sakladığı ve dürüst davranmadığı bazı sırlar, Ludo'nun başına gelenler ile şu yüzüne çıkar. Normal ve mutlu bir evliliği olan Vincent, yıllardır dost olduğu Max'e yakın ilgi duymaya başladığını itiraf eder; grubun en sağlam kadını gibi görünen Marie, Ludo'nun eski sevgilisidir ve onu hastanede bıraktığı için vicdan azabı çeker; eğlence düşkünü ve umarsız bir adam olan Eric, sevgilisi Lea'yı aldatmaktadır; Antoine ise evlenmek üzere olan eski sevgilisini takıntı haline getirmiştir. Bu tatil her biri için dostluklarının ve bağlarının sınandığı bir sınav olurken, herkesin kendisine çıkartacağı tecrübe de farklı olacaktır...
SİL BAŞTAN
İki yıl boyunca beraber olduğu sevgilisinden oldukça şaşırtıcı bir haber alan Joel Barish, bir teknolojik deneye katılan sevgilisine ilişkilerini tamamen hafızasından silinmeden hatırlatmaya çalışmaktadır. Yani Barish’in kim olduğunu bile hatırlamamaktadır. Bu gelişme üzerine küplere binen adam, aynı prosedürü kendi üzerinde de gerçekleştirmek ister.
Film, adamın hafızaları silinirken, yaşanılan ilişkiyi gözler önüne serer. Adam da bir kez daha oldukça iyi başlayan ve sonradan tadı kaçan ilişkiyi izler. Fakat zaman geçtikçe ve sıra yaşanılan güzel şeylere gelince, üzerindeki müdahaleyi durdurmak ister. Pişman olmuştur!
NOT DEFTERİ / NOTEBOOK
Yaşlılar için yapılmış bir bakımevinde yaşayan ve çevresindekiler tarafından 'Duke' diye çağırılan ihtiyar adam sararmış defterinde yazılı olan bir aşk hikayesini okumaya başlar. Hikaye 1940 yılında başlar. Güney Carolina'da yer alan Seabrook Adası'na Allie Hamilton isimli 17 yaşında bir genç kız gelir. Ailesiyle birlikte tatile gelen Allie, burada yaşayan Noah isimli bir gençle yakınlaşmaya başlar. Aralarındaki sınıfsal ve ekonomik farklılıklara rağmen birbirlerine duydukları hissi engellemez, doyasıya yaşamaya başlarlar. Ancak onları bekleyen ayrılık 2. Dünya Savaşı'nın kızışmasıyla birlikte gelmek üzeredir.
AŞK /AMOUR
80'lerinde emekli ve eğitimli iki müzik öğretmeni olan Georges ve Anne, ilerlemiş yaşlarına rağmen geride kalan ömürlerini huzur ve mutluluk içerisinde geçiren bir çifttir. Ayrıca kendileri gibi müzisyen olan kızları Eva Avrupa'da onlarda uzakta ailesiyle yaşamaktadır.
Yaşlı çiftin sakin hayatı bir gün Anne'nin kriz geçirip, boyundan aşağısının felç olması ile altüst olur. Georges sevgili karısına elinden geldiğince iyi bakar ama onun da yapabilecekleri sınırlıdır. Üstelik Anne'nin durumu git gide kötüleşmektedir. Georges çareyi en sonunda iki ayrı hemşire tutmakta bulur. Şimdi onca yıla yayılmış olan evlilikleri, bir kez daha bağlılık sınavı verecektir.
MARILYN İLE BİR HAFTA / MY WEEK WITH MARILYN
1956 yılının yazında, 23 yaşında genç bir delikanlı olan Colin Clark (Eddie Redmayne), Oxford'da okuduğu bölümü terk ederek, sinema sektörüne girer ve kendisini o sırada çekimlerine başlanan 'The Prince and the Showgirl adlı filmin setinde, en alt kademedeki asistanlardan biri olarak bulur.
Sir Laurence Olivier, efsanevi yıldız Marilyn Monroe ve o dönem yeni evlendiği kocası, İngiliz tiyatro oyun yazarı Aurthur Miller'ı merkezine alan film, asistan Colin'in gözünden Monroe'nun İngiltere'de geçen bir haftasını anlatıyor. Miller İngiltere'den bir süre ayrılmak zorunda kaldığında genç asistana da, Hollywood'a dönmeden önce güzel aktristi İngiliz sosyetesi ile tanıştırmak, gezdirmek ve eğlendirmek görevi düşüyor.
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|
|
|
DİĞER HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|