Oyun Atölyesi'nin bu seneki oyunu 'Dolu Düşün Boş Konuş' ilk yarısında gülümseyip hoşça vakit geçirdiğiniz, başta Hasibe Eren olmak üzere oyunculuklarından çok keyif aldığınız bir oyun.
Ancak ikinci yarıyla beraber bu tablo tamamen değişiyor. Bu değişim kötüye doğru değil tam tersine çok iyiye doğru gidiyor.
Daha önce Haluk Bilginer gibi bir usta tarafından yönetilmiş bir oyunu yönetmek her genç yönetmen için büyük cesaret işidir. Muharem Özcan'nın 'Araf'ta da çok beğeniyle izlediğimiz rejisi bir komedi oyunu olan 'Dolu Düşün Boş Konuş'ta da çok başarılı. Demek ki yönetmenlik 'dram yönetmeni' 'komedi yönetmeni' diye değil ;'iyi yönetmen' 'kötü yönetmen' diye ikiye ayrılıyor. Bu da yaşla , o güne kadar yönetilen oyun sayısıyla alakalı değildir Özetle kıdem askerlikte önemli,sanatta değil...
Oyuna dönecek olursak özellikle ikinci yarısı uzun zamandır seyrettiğim en başarılı komedi performanslarından biriydi.
Hasibe Eren'i sahnede her izlediğimde enerjisine birkez daha hayran oluyorum.
Bence ikinci yarının daha komik olmasındaki en büyük pay ; başarılı oyunculuğuyla oyuna başka bir renk katan Tuna Kırlı'ya ait. Zaten Tuna Kırlı kendi neslinde çok dikkat çeken oyunculardan biri.
Fatih Al'ın ve Murat Okay'ın iyi oyunculukları ve Gökçer Genç'in 'Testosteron'dan sonra yine sergilediği dikkat çekici performans oyunun başarısını pekiştiriyor.
Son olarak da Oyun Atölyesi'nin birçok başarılı işinde olduğu gibi bu oyunda da oyunun kalitesinin altında kalmayan dekoru ve sahne tasarımıyla Özlem Karabay ve eğlenceli müzikleriyle Çağrı Beklen'i unutmamak gerek.
Markaların en önemli özelliği satın aldığınız şeyin standartının üç aşağı beş yukarı belirli olmasıdır. Oyun Atölyesi de seyrettiğiniz her oyunda çok yüksek bir standartı tutturarak tiyatro gibi çok zor bir sanat dalında markalaşmayı başarıyor. İster dram ister komedi olsun yıldızların ya da tamamen genç yeteneklerin oynadığı bir oyun olsun eğer Oyun Atölyesi'nde bir oyun seyrediyorsanız bunun belli bir standartın üzerinde olduğu/olacağı neredeyse garantidir.