|
|
GEL VATANDAŞ GEL EN GÜZEL EŞ BİZDE
|
|
|
|
|
EVLİLİK PROGRAMLARI EVLİLİK PROBLEMLERİNE DÖNÜŞMEYE BAŞLADI FARKINDA MISINIZ?
EVLİLİK PROGRAMLARI GERÇEKTEN Mİ EVLENEMEYENLERE DERMAN OLMAYA ÇALIŞIYOR MU?
Son yedi yıldır evlilik programları televizyonlarda fenomen programlar olarak yayınlarına devam ediyor. Türk halkı bu programları izleyerek eğleniyorlar mı? Üzülüyorlar mı? Ya da kendilerine nasıl bir pay çıkartıyorlar. Ben en çok bu soruların cevaplarını merak ediyorum.
Star TV’de Seda Sayan ile Uğur Aslan, atv’de Esra Erol, Fox TV’de Zuhal Topal, TV8’de Songül Karlı, Kanal ’de Mahmut Tuncer ve Flash TV Hülya Bozkaya her gün 3 ile dört saat süren programlara imza atıyorlar. 20 yaşından tutun da 75 yaşına kadar erkek veya kadınlar evlenmek için canlı yayında şov yapıyorlar.
Bu evlilik programlarında gerçekten bir umut evlenmek ve doğru eşi bulmak için gelenlerde var, ekran şovu için çakma prodüksiyon ekibinin ayarladıkları da var. İşte halk burada bunu ayırt edemiyor. Kanallar yol veriyor reyting için ses çıkartmıyor. RTÜK bu programları sadece uyarıyor, yok kaldıracağım tehdidinde bulunuyor ama atı alan Üsküdar’ı geçiyor.
Ekranda bir gün bakıyorsunuz 24 ile 26 arası bir kız koca arıyor ve mağdur. Kıza bakıyorsunuz Türkiye Güzellik yarışmasına soksanız ilk üçü zorlar ama bu kız ekranda koca arıyor. İster istemez içinize bir kurt düşüyor. Böylesine güzel bir kız 1. Koca arar mı? 2. Hadi aradı aradığı kocayı bu programlarda bulabilir mi? 3. Bu kıza ailesi nasıl izin vermiş? 4. Bu kız evlilik programından bulacağı bir koca ile bir ömür boyu mutlu olabilecek mi?
Şimdi bu ve bu tarzda evlilik programlarında birbirinden güzel kızları koca ararken gördün ve birçoğu daha ilk evliliklerini yapacaklar. Yani ekranda kocasını, aşkını ya da hayat arkadaşını bulacak. Sizce bu aşı tutar mı? Bu sizce ne kadar doğru en önemlisi bu birbirinden güzel kızların ekranda koca aramaya ihtiyaçları var mı sizce. Sanki erkeğin kökü kazınmış karaborsa. Kızlarımız kocasız sokakta kaldı. Bu misyonda bu programlara kaldı.
Bu programların yaptığı tek şey “P” ile başlıyor ama söylemeye dilim varmıyor. Bunu hemen hemen herkes kabul ediyor, sokakta konuşuyor ama bu yayınlar bu seviyede yoluna devam ediyor. Sorun ise esas evlenmek isteyen ikinci hatta üçüncü evliliklerinde başarılı olamamış hanımlar ile erkekler bu program ile sorunlarını aşmaya çalışıyor. Hemen hemen hepsi çocuklu kişiler, yaşlarıda 45 ile 75 arası kişiler. Ama reyting burada karşılarına çıkıyor ve prodüksiyon bu başvuruları seçmece yaparak işine göre olanları alıyor. Ağzı laf yapacak, biraz dik, asi olacak, cevap verecek ve en önemlisi zor beğenecek. Hemen hemen her programda olduğu gibi burada da tartışma, kavga ve hakaret vazgeçilmez kurallardan.
Sunucu akıllı nerede ve ne zaman direksiyon kıracağını nereye sapacağını çok iyi biliyor. Buna görede hazırlanıyorlar ve canlı yayında uyguluyorlar. Burada en önemlisi ekran başında ki izleyenleri ekranda tutmak ve yayınlarında inandırıcı olmayı başarmak. Gerçekten eş arayanlar ile kast oyuncuların karıştığı programda gerçeği ayırt etmeniz dışardan zor ama biraz mantığınızı kullanırsanız kimin gerçekten eş aradığını ve ne maksatta oraya geldiğini anlarsınız.
Kimisi ekranda olmak ve sırf konuşmak hava atmak için orada, kimisi eş arama derdinde değil de tartışmak ve içinde ki nefreti kusmak için, kimisi prodüksiyon tarafından getirilmiş eli ayağı güzel erkek ve hanımlar renk katmak için, kimisi de gerçekten yalnızlığa dayanamadığı için ve en önemlisi bir umut için eş aramak için oradalar. Baktığınızda ortaya çok karışık bir durum ve program çıkıyor ama bunun ayarını perde arkasında iyi ayarlayanlar gemisini yürütmeyi başarıyorlar.
Gerçekten eş aramaya gelenler yani bir nevi mağdurlar programda yerlerini alırken bu programın onlara umut olmasını bekliyorlar ama gerçek ise öyle değil. Gerçek bu programlar arasında ki reyting savaşları. İşte bu savaşların arasında sıkışan ve derdini anlatamayan gerçek mağdurlar, evlenmek isteyenler ne yazık ki bir şov dünyasına kurban oluyorlar. Acı olan gerçek ise bu programlar maalesef Türk halkı tarafından beğeniliyor ve izleniyor. RTÜK işte bu yüzden bu tarz programları uyarıyor, hatta cezalarda kesiyor ama hepsi bu, ertesi gün yine bilen bildiğini okumaya devam ediyor. Ve okumaya da devam edecekler…