Orhan Şallıel

MÜZİK DİNLERKEN KAPATIN GÖZLERİNİZİ BAKALIM NASIL OLACAK?

8 Ekim 2014 Çarşamba

Hayatımdaki en önemli müzik farkındalığı dersini büyük usta merhum Müslüm Gürses’ ten aldım diyebilirim.
 
Nasıl mı?
 
Pasaj Müzik’ ten aradılar beni birgün. Orhan bey Müslüm Güreses’ in yeni albümü için sizinle çalışmak istiyoruz ne dersiniz? Benim için çok ilginç bir tecrübe olacağını söyleyerek kabul ettim.
 
O zaman  ortak bir toplantıda beraber olmak üzere diye kapadılar telefonu. Sonra nasıl olacak acaba? Diye de kendi kendime düşüncelere hayallere daldım.
 
Daha önce onunla çalışmış veya tanıyan tanıdıklarımdan, akrabalarımdan “Müslüm Baba” hakkında bilgiler almaya çalıştım.
 
Hüsnü Şenlendirici şöyle demişti; Müslüm Baba bildiğimiz gördüğümüz gibi bir insan değildir. Bazen değişik cevapları vardır, herkesin göremediği bir pencereden bakar ve değişik bir dünyası vardır. Cevapları geç verir ve ilk önce sana alakasızmış gibi gelebilir. Ancak sen biraz düşündüğünde muhakkak alakalı olduğunu ve sebeplerini göreceksin. Onun da herkes gibi ters zamanları olabilir ama ne olursa olsun öyle bir insanla çalışacağını düşün ki; Hayatı tamamen Müzik olsun bunu hiç ama hiç unutma!
 
Onun orkestrasında çalışmış bir yakınım da şöyle demişti;
 
Prova başlamadan, aralarda ve sonrasında bulduğu her fırsatta kulağında kulaklık walkman ile müzik dinlerdi her zaman. Hiç unutmam bir gün ne veya kimi dinlediğini merak edip Ne dinliyorsun yoksa kendi çalışmalarını mı? Diye sorduk. Cevap olarak;
Kendimi niye dinleyeyim ben yapmışım zaten değişik sesler dinliyorum demiş ve eklemiş. Frank Sinatra, Nat King Cole gibi sanatçıları dinlediğini söylemiş ve hatta onlara da biraz dinletmiş.
 
Bu bilgiler ışığında merakım gittikçe artıyordu tanışacağımız gün geldi çattı ve albüm için yeni parçalar seçmeye gittik.   
 
Geldi ve odaya girdi tanıştık ve oturduk dinlemeye başladık parçaları. Ben bir yandan dinliyordum ancak ondan hiç gözümü ayırmıyor ve tepkilerine bakıyor onu daha fazla tanımaya çalışıyordum. Parçaların çoğunun söz yazarlarını ve bestecilerini biliyordu. Müzik dinlerken gözleri çoğunlukla aşağı bakıyordu kimseyle gözgöze gelmiyordu.
 
Tamamen kendini dinlemeye veriyordu büyük bir dikkatle ve çocuk gibi bir merakı vardı yeni parçaları dinlerken. 1. – 2. – 3. Parça derken kanının ısındığı bir parça olunca gözlerini kapayarak hafifçe sağa sola sallanıyor adeta parçayı söylermiş gibi yapıyordu.
Sonra, birden bire bırakıyordu dinlemeyi sanki dürtülmüş de kim dürttü diye bakan biri gibi sağına soluna bakıyordu. Bu bazan herhangi parça arasında da oluyordu. Parçanın arasında bir anda irkilip durup bizlere bakıyordu.
Baktı kimsede tepki yok devam ediyordu dinlemeye.
 
Bir defasında durdurup parçayı Ne dedi orada? Diye sordu. Firmadan birileri cevap verdi.
 
O da cevabı verene bakarak;
 
Anladım onu... Ne diyor? Niye diyor? Kime diyor? Nasıl diyor? Ben okursam bu parçayı nasıl olacak bunlar? diye soruyorum dedi.
 
Sonra da özür dileyerek ve kimseyi kırmak istemediğinin altını kesin fakat çok kibar ve samimi bir şekilde konuşmaya başladı.
 
Bir çok kişi müziği dinlemekten çok seyrediyor günümüzde. Yapanlar da tam olarak içine girmeden yapıyor. Bazı parçalarda bazan bir söz, bir ses, akor, ritim, yorum, ifade sırıtıyor. Bakıyorsunuz parça güzel giderken hop diye birşey oluyor ve dinleyeni tamamen koparıyor. Ben bunu genelde müziğin seyredildiğine bağlıyorum bugünlerde.
 
Halbuki Müzik göze değil öncelikle kulağadır kulağa!
 
Hayal edin şimdi ağzınızın içini bir dinleyin tadını, kokusunu, nemini, sıcaklığını ve şimdi de şu portakallardan bir tane atın ağzınıza ... Bakın vücudunuzda neler değişiyor ağzınızın içi bambaşka oldu değişmede değil mi?
 
İşte müzik de tam böyledir. Kulaklarınızdan içeri süzüldüğünde oradan ruhunuza işler ve haliniz değişir. Bambaşka alemlere götürür sizi. Her kulağın içinde de bir dil olduğunu hayal edin ve herkesin ayrıdır algısı damak zevki bazısı acı sever, bazısı tatlı veya ekşi, sıcak ya da soğuk. Bilmem anlatabildim mi yani Müzik öyle bir mucizedir ki aslında sadece bizim ona ruhumuzu açmamız yeter. Gözümüzü kapatıp kulaklarımızla dinlesek bile yeter.
 
Ben oturduğum yerde kalakalmıştım. Hayatımda bir çok müzisyenle tanıştım, izledim, konuştum sahne paylaştım ve beraberce müzik yaptım. Dünyanın en iyi müzik okullarında hocalarım oldu. Ancak bana Müzik farkındalığı hakkında en büyük dersi Müslüm Baba verdi. Nur içinde yat yüksek ruh.
 
Size de tavsiyem kapatın gözlerinizi ve açın açın kulaklarınızı ve de ruhunuzu.
 
Müziğin Mucizesi dolsun ruhunuza.
 
Her işiniz iyi gitsin .....