|
|
SPOR BASINI MAGAZİN BASININDAN DAHA BETER...
|
|
|
|
|
Yıllarca hep magazin haberciliği, gazeteciliği hatta televizyon programları sorgulandı birçok haberde günah keçisi olarak ortada kaldı. Eski sanatçılar magazinin kıymetini bilmedi, yeni yetme sanatçılar ise magazini yok saymaya çalıştı. Ama yine de magazin Türkiye için olmazsa olmaz. Aynı şekilde spor basını da çok önemli. Aslında futbol desek daha doğru olur. Spor yorumcuları, hakem eskilerinin hakem eleştirileri ve spor kulübü başkanları, futbolcular ve seyirciler. Büyük bir kitlenin takip ettiği bir medya.
Magazin ile spor basını Türkiye'de en çok okunan haberler olarak başı çekiyor. Ne siyaset, ne ekonomi ne de cinayet, borsa haberleri bu kadar ilgi çekmiyor. Televizyonlarda magazin ve spor haberlerinden geçilmiyor. Kadın kitlesi magazini yoğun olarak takip ederken erkekler de haliyle spora karşı aşırı yoğunlar. Magazinde görüntü ve haber malzemesi sıkıntısı yok ama maalesef sporda görüntü sıkıntısı hat safhada. Digitürk ve TRT kanallarında olan görüntüler diğer özel kanallarda maalesef yok.
Magazin istediği kadar malzemeyi, davetlerde, sinema galalarında, setlerde ve gece eğlencelerinde bol bol bulabiliyor. Hatta istedikleri gibi sanatçılarla röportajlarda gerçekleştirebiliyorlar. Magazinde ki tek sıkıntı haberlerin eskiye göre kaliteden uzak ve özel haberciliğin yavaş yavaş ölmesi.
Spor basını ise sadece Digitürk; Maraton ve diğer programları ile TRT kanallarında ki spor programları istedikleri gibi ellerinde ki görüntüleri defalarca ekrana getirerek kullanıp üzerlerine yorumlar yapabiliyorlar. Bu kanalların yorumcuları diğerlerine göre daha şanslı. Ellerinde görüntü olamayan diğer özel kanallar ise tam bir tiyatro ortamında program yapmaya çalışıyorlar. Kimi programda biri doktor oluyor, hemşire oluyor, avukat ya da asker oluyor diğer kanallarda birbirlerine bağıran spor yorumcuları ve ahkâm eskileri görüntü olmadığından işi kavga gürültüye getirip futbolu eleştirmeye devam ediyorlar.
Bugüne kadar bu otoriter spor adamları sporu bırakın iyileştirmeyi gram katkıları olmadan sadece kendilerini tahmin ediyorlar. Kimileri sevmedikleri kulüp başkanlarından intikam alırken kimileri de yalakalık yaparak başkanın yanın da olduğun u göstermeye çalışıyor. Türk sporu özellikle futbolun nereye gittiği ortada. Bunu görmeyen ya kör ya da işi bilmeyenlerdir. Spor basını böyle giderse iyi gitmeyeceği kesin. Spor günlük gazeteler ise daha inanılmaz. Bir transferler bir isimler atıyorlar ortaya kendileri de gülüyordur herhalde oturdukları yerden. Kafalarına göre futbolcu gönderen kafalarına göre futbolcu alan ya da kulüplere pazarlayan bir tek günlük spor gazeteleri vardır herhalde. Üstelik ciddi spor okurları da var bu gazetelerin.
Magazin basını ise nerde ne yapacağını ve nereye kadar gidebileceğini bilen bir haberciliği var. Muhabirler ya da röportajı gerçekleştiren editörler nerde duracağını iyi biliyor. Çünkü direk röportaj yapacakları kişi ya da kişilerle direk irtibat kurup görüşme imkanlarına sahipler. Ama spot basını kulüplerin koyduğu futbolcu ve antrenörlerin röportaj yasağı haliyle spor gazeteleri ve televizyonlarının belini büküyor. Ama ne hikmetse neden spor basını buralara geldi ne den daha da zorlaştı diye hiç kendilerine öz eleştiri yapma gereği de duymadılar. Onlar bildiklerini okumaya devam edince de kulüpler spor gazete ve televizyonlarına duvar ördüler.
Bugün kaç tane güvenilir spor yorumcusu var derseniz iki elin on parmağını geçmez inanın. Ama kaç tane spor yazarı var derseniz yüz tanedir. Yüzde on güvenilir yazarlarla spor basınının gideceği yol çok geniş değil. Kulüpler katı kurallarından ödün vermemeye devam edecekler. Magazin basını daha güvenilir ve daha haber kaynakları bol olarak yoluna doğru dürüst olmasa da düzelmeye hakim bir şekilde devam edecektir. Ama aynı şeyleri hep ortalığı karıştıran asparagas haberler ile gündemi oyalayan spor basını bir arpa boyu yol gidemeyeceği gibi her geçen gün geriye doğru ilerleme tehlikesi yaşayacaklar.
Süratle eski spor gazetecileri, yazarları ve sözü geçenler bu kanamaya çare bulmalı. Yoksa hasta her an masada kalabilir. Benden söylemesi. Unutmadan bende bir Beşiktaşlı olarak çok sıkı spor basınını takip ederim ve okurum. Bilginize...
Hakan Solaker...