Can Arca'nın köşe yazısı
KİM HAKLI ?
Herkesin haksız olduğu kavga
Son günlerde sık sık konuşulan konulardan biri de yapımcılar ve salon kavgası. Önce konuyu bir
örnekle anlaşılır hale getirmeye çalışayım.
Siz bir pasta üreticisisiniz ve benim de bir pastanem var. Bir anlaşma yapıyoruz sizin ürettiğiniz
pastaları ben satıyorum ve parayı yarı yarıya paylaşıyoruz. Ben pastanemde çay da satıyorum ve çayı
normalden pahalı bir fiyattan 12 liradan satıyorum. Yıllarca işbirliğimiz sürüyor 20 liraya pastaları
satıp 10 lirasını size veriyorum. Sonra ben önce civardaki, sonra ülkedeki nerdeyse tüm pastaneleri
satın alıyorum. Bu durum sizin de işinize geliyor işi büyütüyorsunuz. Benimle anlaşmanız olduğu için
araya ufak pasta üreticilerini de sokmuyorsunuz. 3-4 büyük pasta üreticisi ve bir büyük pastane tüm
piyasayı kontrol ediyor ve çok güzel para kazanıyoruz. Bir gün ben bu güzel pastane tekelini gidip
Kore’ye satıyorum. Ve yeni yönetim şöyle bir bir uygulama yapıyor. 12 lira çay 20 lira pasta yerine ikisi
20 lira kampanya yaptım diyor. Ve çay 12 liraysa pastadan 8 lira gelir, bununda 4 lirasını sana veririm.
Tabii bu sizin işinize gelmiyor. Konu tam olarak bu olmasa da bu kavganın ana hatlarını anlatabildiğimi
umuyorum. Gelelim kim haklı konusuna...
Yapımcılar istekleri dışında yapılan bu kampanyadan zarara uğramaktalar. İlk bakışta ufak bir oyunla
hak ettiklerinden az kazanıyorlar, Zaten başkada filmleri izletecekleri salon yok yani haklılar gibi
gözüküyor. Ama Yıllarca bu tekelleşme işlerine geldiği ve mevcut salonları aralarında paylaşarak başka
yapımcıların önünü kesmekte kullandıkları için haksızlar. Şimdi kendi yarattıkları canavarla başa
çıkamıyorlar.
Sinema salonu ticari bir işletmedir. Karlı gördüğü operasyonları yapma hakkına sahiptir diye
düşünebiliriz ama tekelleşmenin gücünü ufak uyanıklarla kara dönüştürmek ve bu ülkenin en önemli
sektörlerinden birini baltalamak en hafifinden etik değil. Zaten kıyametin kopmasına sebep olan
açıklamalarda ki uslup ve iletişim beceriksizliği belki de en haklı olabilecek tarafı haksız hale getiriyor.
Peki Türkiye’de rekabet kurulu ve anti tekel yasaları varken, stratejik öneme sahip sinema sektöründe
böyle bir tekel nasıl oluştu? Bu izinler nasıl alındı? Ve bu ülkenin böyle önemli ve stratejik bir gücü
nasıl oldu da artık yabancıların elinde? Umarım son yapılan düzenlemeler bu durumu bir an önce
düzeltir ve sinema sektörümüz onu var eden ana damarı olan salonlarına tekrar kavuşur.
Yani kavgadaki tüm taraflar haksız zaten genelde böyle değil midir? En büyük kavgalar yıllarca süren
hatalar iki tarafı da hem haklı hem haksız yapınca çıkar.