Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Lider Anastasiadis'ın kabul edilemez güven yaratıcı önlemleri tekrar tekrar gündeme getirdiğini söyleyerek, iki tarafın işbirliğini öngören öneriler üzerinde çalıştıklarını, yakın zamanda ileteceklerini duyurdu.
Kıbrıs Türk tarafının yapacağı önerilerin adadaki her iki toplum olmak üzere, tüm bölgenin yararına olduğunu, bu nedenle dikkate alınması gerektiğini kaydeden Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise, Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafının davranışlarını “samimiyetsiz” olarak değerlendirdi ve samimiyet olması durumunda işbirliğine her zaman açık olduklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanlığındaki görüşmenin ardından yaptıkları ortak basın toplantısında, iki tarafın egemen eşitlik ve eşit statüsüne vurgu yaparak, bundan sonraki müzakere sürecinin iki devlet arasında olması gerektiğine dikkat çektiler.
– Tatar: “Eğer resmi müzakere sürecine geçeceksek, yapacağımız önerilerin kabul edilmesini bekliyoruz”
Ortak basın açıklamasında ilk sözü alan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye arasında süregelen iş birliği temelinde bugün Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve heyeti ile bu görüşmeleri sürdüklerini ifade ederek, faydalı görüşmeler yaptıklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, ortak basın toplantısında, Kıbrıs Türk tarafının, geçen yıl nisan ayında Cenevre’de yapılan 5+1 gayri resmi Kıbrıs toplantısında, iki egemen eşit devlet temelinde ve KKTC’nin eşit statüsünün tanınmasıyla resmi müzakerelere başlanabileceğini Birleşmiş Milletlere ve tüm dünyaya duyurduklarını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı, Cenevre’deki bu toplantıda, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da kendisinin ilk kez sunduğu bu öneriye tam destek verdiğine işaret ederek, o günden beridir Türkiye’nin çeşitli uluslararası toplantılarda ve temaslarında Kıbrıs Türk tarafının yeni önerisine tam destek verdiklerini tüm dünya ile paylaştıklarını belirtti.
Tatar, Kıbrıs Türk tarafının yeni siyasetine göstermiş olduğu desteklerinden dolayı Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na teşekkürlerini sundu.
-“Bizim ortak zeminden anlayışımız; egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statüdür”
Cumhurbaşkanı Tatar, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Kıbrıs konusuna ilişkin bugün yaptıkları değerlendirmelerde ilişkin olarak, şunları söyledi:
“Bugün gelinen noktada, yaptığımız değerlendirmelerle, biz, eğer resmi müzakere sürecine geçeceksek, bu önerilerimizin kabul edilmesini bekliyoruz. Sayın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri geçen nisan ayında Cenevre’de yaptığımız toplantılarda ve geçen eylül ayında New York’taki üçlü toplantıda, kendisi de taraflar arasında ortak zemin bulunması durumunda resmi müzakere sürecine geçilebileceğini ifade etmiştir. Bizim ortak zeminden anlayışımızı, egemen eşitliğimiz ve eşit uluslararası statü olarak gördüğümüzü sürekli olarak kendileri ile paylaşıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu temel hakkın; uluslararası anlaşmalardan kaynaklandığını ifade ederek, 1960 Antlaşmaları ile Kıbrıs’ta iki ayrı halkın ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iki kurucu ortağı olduğunu anımsattı ve şöyle devam etti:
“Dolayısıyla Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Güney’de Rum Cumhuriyetine dönüşmesiyle bizim devletin dışına itilmemiz ve haklarımızın işgal edilmesi noktasında bize uygulanmakta olan haksızlıkların büyük bir insan hakları ihlali olduğunu ve bu çağda olmaması gereken ambargo, izolasyon ve kısıtlamalar gibi bir takım uygulamaların hala Kıbrıs Türk halkına uygulanmakta olduğunu uluslararası toplumla paylaşıyoruz.”
- Tatar’dan Anastasiadis’e GYÖ’ler konusunda yanıt: “Bu önerileri yok hükmündedir”
Cumhurbaşkanı Tatar, Cenevre’deki gayri resmi Kıbrıs toplantısında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) konusundaki önerilerini Türk tarafı ile paylaştığını anımsatarak, geçen günlerde Anastasiadis’in kendisine bir mektup göndererek bu konuyu yeniden gündeme getirdiğini belirtti ve şunları söyledi:
“Ercan’ın direkt uçuşlara açılması için Ercan’ın BM denetimine; Gazimağusa Limanı’nın direkt ticaret açılması için AB denetimine ve Maraş’ın BM’ye iadesi… Ve aynı zamanda, bu koşullar içerisinde, Türkiye Cumhuriyeti limanlarının kendilerine açılması ve Ercan’ın BM’ye devriyle de, fır hattının tek fır hattı olarak buradaki hava sahasının aleyhimize çevrilmesine dönük bir takım beklentileri vardır. Bunları bizim kabul etmemiz mümkün değildir. Bunu açıklamış bulunmaktayız, ancak geçenlerde tarafıma göndermiş olduğu mektupta bunları ifade etmektedir. Dolayısıyla, temcit pilavı gibi bizim kabul etmediğimiz bu önerileri sürekli gündeme getirmektedir. Bizim bunları kabul etmemiz mümkün değildir, çünkü bunların altındaki niyet otoriteyi Kıbrıs Cumhuriyetine daha fazla yaymak ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlal etmektir. Bütün bunları çok iyi bilmekteyiz, dolayısıyla bunları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu önerileri yok hükmündedir.”
- “İş birliği önerilerimizi yakın bir zamanda karşı tarafa sunacağız”
Cumhurbaşkanı Tatar, konuşmasında devamla şu ifadelerde bulundu:
“Bizim için önemli olan; iki tarafın iş birliği ile bundan sonra her iki halka da faydalı olacak bir takım önerileri gündeme getirmektir. Sürekli olarak Birleşmiş Milletler yönetiminde ve gözetiminde yapılan toplantılarda Türk tarafı bunları gündeme getirmektedir. Bütün bu süreçleri, elbette, Anavatanımız ve garantör ülke Türkiye Cumhuriyeti ile de istişare içerisinde yapmaktayız. Bugün de yapılan toplantılarda çeşitli detaylar konuşulmuştur, ayrıntılara girilmiştir. Bu konuda, Kıbrıs Türk tarafı da, karşı tarafa da kendi önerilerini, yani iki tarafın iş birliği ile her iki tarafın da yararına olabilecek iş birliği önerilerimizi yakın bir zamanda sunacağız.”
-“Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki dengeleri sürdürmesinde KKTC ile iş birliği önemlidir”
Gelinen aşamada, Doğu Akdeniz’de, dünyanın farklı merkezlerinde, özellikle Ukraynada yaşananların, artık dünyada farklı dengelerin oluşmakta olduğuna işaret ettiğini kaydeden Tatar, “Türkiye Cumhuriyeti’nin de bu gelişmeleri yakından izleyen güçlü bir devlet olarak Doğu Akdeniz’deki dengeleri sürdürmesinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile iş birliği fevkalade önemli ve değerlidir. Biz bu anlayışla biz iş birliğimizi en yakın temasla sürdürmekteyiz ve bunun bahtiyarlığı içindeyiz. Yunanistan’ın Ege adalarına yönelik girişimlerini de büyük bir rahatsızlıkla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde de izliyoruz. Uluslararası anlaşmalara ve sözleşmelere ihlal anlamında olan bu girişimlerini kınıyoruz ve Kıbrıs’ta da benzer durumların olmaması için bütün mücadeleyi de sürdürmekteyiz.”dedi.
- Çavuşoğlu: “KKTC’nin Türk Devletleri Teşkilatı’nda gözlemcilik statüsü yılsonu yapılacak zirvede değerlendirilecek”
Türkiye Cumhuriyeti (TC) Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da konuşmasında, daveti ve misafirperverliği nedeniyle Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a teşekkür ederek, KKTC’de bulunmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Bugün sabah Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Çavuşoğlu, TC ile KKTC arasındaki ilişkileri değerlendirdiklerini söyledi. Çavuşoğlu ayrıca, uluslararası platformda KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmak için ilave hangi adımları atabileceklerini ve KKTC’nin uluslararası alanda görünürlüğü için hangi çabaları sarf edeceklerini değerlendiklerini belirtti.
KKTC’nin, Türk devletleri teşkilatında gözlemcilik statüsü başvurusu olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, yılsonunda Özbekistan’da gerçekleştirilecek zirvede bunun karara bağlanacağını belirterek, bu konuda da çalışmalarını birlikte sürdürdüklerini kaydetti.
-“Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit statüsü tescil edilmeli”
Cumhurbaşkanı Tatar ve heyetiyle verimli bir görüşme yaptıklarını ifade eden Çavuşoğlu, “Kıbrıs meselesinin çözümü konusundaki vizyonumuz ortaktır. Adada yeni bir müzakere sürecinin başlaması için ve bu müzakerenin de başarılı olabilmesi için gereken bellidir. Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit statüsü tescil edilmelidir” dedi.
“Kıbrıs Türk halkı bu haklara zaten sahiptir. Müzakerelerle bu hakları kazanmadı” vurgusu yapan Çavuşoğlu, 1960’ta teyit edilen ama daha sonra gasp edilen bu hakların en başından bu yana Kıbrıs Türk halkının var olan hakkı olduğunun altını çizdi.
-“Müzakere eşitler arasında olur yoksa herhangi bir anlamı da olmaz”
“Bu haklar inkar edilemez. Bunu inkar etmek Kıbrıs Türk halkının kimliğini ve özünü inkar etmek demektir. Buna da müsaade etmemiz mümkün değil” diyen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Müzakere eşitler arasında olur yoksa herhangi bir anlamı da olmaz, bir sonuç getirmez aksini zaten 54 yılda tecrübe ettik. Sonuçta eşitliği reddeden kim? O da gayet açık, net bir şekilde belli… Daha önce de vurguladığımız gibi kaybedecek bir 50 yılımız daha yoktur.”
Cumhurbaşkanı Tatar’ın geçen yıl Cenevre’de ortaya koyduğu vizyon ve öneriyi desteklediklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanım desteğimiz o gün nasıl tam ise bugün de desteğimiz tamdır. Sizin vizyonunuzu, önerilerinizi her platformda desteklemeye, özellikle Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde desteklemeye devam edeceğiz” diye konuştu.
-“Bundan sonra müzakere olacaksa iki toplum değil iki devlet arasında olacak”
Bundan sonra bir müzakere olacaksa bunun iki toplum değil iki devlet arasında olacağını vurgulayan TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
“Önce iki tarafın statüleri müzakere odasında değil, dışında eşitlenmelidir. Ardından adada nasıl bir iş birliği modeli uygulayacaklarına kendileri karar verecektir. Bu vizyon, bir müzakere pozisyonu da değildir. Sahadaki gerçeklerin ve tarihi tecrübelerin dikte ettiği tek çözüm yoludur. Bu konuda kararlılığımızı birlikte sürdüreceğiz çünkü bu Kıbrıs Türk halkının iradesidir. İradesini de ortaya Kıbrıs Türk halkı koymuştur.”
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sözcülüğünü yapan Avrupa Birliği’nin (AB), bu iradeyi yok sayarak, herhangi bir çözüm modeli dikte etme hakkı olmadığını vurgulayan
Çavuşoğlu, “Rum tarafı bu gerçekleri unutturmaya ve dikkatleri başka yere çekmeye çalışıyor. Bunun da farkındayız. Buna da müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha söylemek isterim” dedi.
-“Maraş açılımından duyduğu rahatsızlığın bir refleksi”
Rum tarafının, miadı dolmuş eski güven artırıcı önlemleri yeni ve ilk defa söylenmiş gibi satmaya çalıştığını ifade eden Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği nezdinde uluslararası toplumda da bunu yeni bir fikirmiş gibi satmaya çalışıyorlar. Gerçekten içinde yeni bir fikir olsa bunları biz her zaman konuşuruz. Türkiye olarak biz de buna destek veririz, değerlendiririz ama bunlar Sayın Anastasiadis’in de Cenevre’de kağıttan okuduğu, yeni bir fikir ortaya koyamadığı için eski defterleri karıştırarak, bir bir okuduğu önerilerdir. Bu öneriler esasen müzakere sürecini sulandırmak için yapılmıştır ve Maraş açılımından duyduğu rahatsızlığın bir refleksidir. Bunu da açıkça görüyoruz.”
-“Önümüzdeki günlerde Türk tarafı da iş birliği önerileri sunacak”
İlerleyen günlerde Türk tarafının da iş birliği önerileri sunacağını kaydeden Çavuşoğlu, bu konuda bir çalışma yapıldığını söyledi. Bu önerilerin KKTC ile Rum tarafı arasında iş birliğini geliştirecek öneriler olduğunu belirten Çavuşoğlu, “Sadece Kıbrıs adasını değil esasen tüm bölgeyi ilgilendiren, tüm bölgenin istikrarı ve kalkınması için önemli ve bölgedeki sorunların çözümüne katkı sağlayacak önerilerdir” diye konuştu.
“Rum tarafı gerçekten iş birliği yapmak istiyorsa bunlara olumlu bakar. Türk tarafıyla oturur, konuşur, değerlendirir. Eğer niyeti yoksa Türk tarafı yoluna devam edecektir. Biz yolumuza devam edeceğiz” diyen Çavuşoğlu, diğer taraftan Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’de hem kendi haklarını hem de KKTC’nin ve Kıbrıs Türk halkının haklarını savunmaya devam edeceğini kaydetti.
-Hidrokarbon konusu… “Biz iş birliğinden yanayız”
Kıbrıs Türk halkının, özellikle hidrokarbonların hakça paylaşımı konusunda yaptığı teklifler olduğuna işaret eden Mevlüt Çavuşoğlu, bu tekliflerin hala masada olduğunu belirterek, “Biz iş birliğinden yanayız” dedi.
KKTC’nin yaptığı bu teklifi başta AB ve BM olmak üzere her platformda savunduklarını ifade eden TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Bir iş birliğine varmak istiyorsa Rum tarafı buna ‘hayır’ dememelidir, ‘evet’ demelidir” diye konuştu.
-“Maraş KKTC toprağıdır”
Ancak Rum tarafının derdinin Maraş’ı geri almak olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, şunları belirtti:
“Maraş, KKTC toprağıdır ve Maraş açılımı çerçevesinde atılan adımlar da uluslararası hukuku ihlal etmiyor. Atılan adımların uluslararası hukuka uygun olduğunu vurgulamak isterim ve adadaki iki halkın da yararına atılan adımlardır. İleride daha da yararlı olacaktır. Rum halkına da faydalı adımlardır. Bizim gerek bugüne kadar Maraş konusunda atılan adımlar, gerekse bundan sonra atılacak adımlara yönelik desteğimiz de tamdır.”
-“Rum tarafı beyhude çabalar içinde olmasın”
“Rum tarafı beyhude çabalar içinde olmasın” diyen Çavuşoğlu, “BM ve AB nezdinde gereksiz propagandalarla oraların gündemini de meşgul etmesin. Önümüzde iş birliği fırsatları var bu iş birliği fırsatlarını değerlendirsin” şeklinde konuştu.
Rum tarafının, Maraş’ta plaja konulan şezlong veya buna benzer küçük adımların, uluslararası güvenliğe bir tehdit oluşturduğunu savunarak, komik duruma düştüğünü ifade eden Çavuşoğlu, “Üzülüyoruz… Gerçek argümanlarla çıksınlar” dedi.
Bir taraftan haklarını savunmada kararlı olduklarını diğer taraftan uluslararası hukuk çerçevesinde iş birliğine açık ve samimi olduklarını kaydeden Çavuşoğlu, “Yeter ki Rum tarafı ve Yunanistan da samimi olsun” vurgusu yaptı.
– Tatar ve Çavuşoğlu soruları yanıtladı
Açıklamaların ardından Tatar ve Çavuşoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Tatar, "Rum tarafının güven yaratıcı önlemler kapsamında görüşmelerin başlatılması yönündeki ifadelerini ve uluslararası camiayı bu anlamda yönlendirilmeleri" üzerine gelen bir soru üzerine, “KKTC egemenliğine zarar verecek veya aşağılayacak herhangi bir öneriyi asla kabul etmemiz mümkün değildir, bizim için yok hükmündedir. Bana göre yapılan öneri çirkindir.” dedi.
“Şimdi oynanan oyunun amacının KKTC’nin otoritesini ve egemenliğini sulandırmak ve zaman içerisinde Kıbrıs Türk toplumunu azınlık noktasına getirecek şekilde federasyon tezini tekrardan gün yüzüne çıkarmak olduğunu” belirten Tatar, “Bizim artık öyle bir tezimiz yoktur” şeklinde konuştu.
Konuya ilişkin olarak, Çavuşoğlu ise, federasyon konusunda ısrarcı olan Rum Yönetiminin, 54 yıl boyunca federasyonla ilgili tüm önerileri reddederek, farklı inisiyatifler ortaya koymaya çalıştığına işaret ederek, şu an yapılanların Maraş açılımından rahatsızlık duymalarından dolayı olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Rum halkının da Maraş’taki mülkünü kullanmak istediğini ve bunun en doğal hakları olduğunu kaydederek, her iki toplumun buradan faydalanması adına KKTC’nin bu açılımını desteklediklerini açıkladı.
- Çavuşoğlu: “Amaçları KKTC’yi bypass ederek, doğrudan bizimle görüşmek. Buna müsaade etmeyiz”
Bazı uluslararası örgütler ve ülke temsilcilerinin Rum tarafının “yeni” önerilerinin değerlendirilmesi için kendilerine geldiklerini ancak bu temsilcilere de bu önerilerin geçmişte de ortaya konulduğunu gösterdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, KKTC’yi bypass ederek doğrudan kendileriyle görüşmeye çalıştıklarını, buna müsaade etmeyeceklerini kaydetti.
Çavuşoğlu, son zamanlarda “gerilimi artırabilecek” açıklamalara ve Yunanistan Başbakanı Kriakos Miçotakis’in Rum tarafına yapacağı ziyaretin Türk tarafına karşı stratejinin değerlendirilmesi yönünde olacağı iddialarına da değinerek, bunların kendileri için önemsiz olduğunu ifade etti ve geçmişte de Türkiye’nin dışlandığı birçok toplantı ve formatların yapıldığını ancak bunların hepsinin hükümsüz kaldığını kaydetti.
“Biz gerginlikten yana değiliz, işbirliğinden yanayız. Doğu Akdeniz’de hakça paylaşımdan yanayız” şeklinde konuşan Çavuşoğlu, Yunanistan’ın adımlarını eleştirerek, “Türkiye bize saldıracak” şeklinde ağlamak yerine, Türkiye’nin gücünden ve imkanlarından yararlanmaları gerektiğini söyledi ve sorunların çözümü için işbirliğine açık olduklarını yineledi.
Çavuşoğlu, bu ziyaretlerin amacının kimseyi kışkırtmak olmadığını, kendi çalışmalarını yürüttüklerini, bu çalışmaların adanın geleceği için önemli adımlar olduğunu dile getirdi.
- Tatar: “Temennimiz uluslararası hukuka uygun bir şekilde Maraş açılımını aşama aşama gerçekleştirmek”
Cumhurbaşkanı Tatar, Maraş’a yönelik bir sonraki adımın ne olacağı sorusunu da yanıtlayarak, Maraş’ın KKTC sınırları içerisinde olduğunu tekrardan vurgulamak istediğini belirtti ve uluslararası hukuka uygun bir şekilde Maraş açılımını aşama aşama gerçekleştirmek istediklerini kaydetti.
Maraş’ın kısa sürede 500 binden fazla insanın ziyaret ettiği fevkalade bir destinasyon olduğuna dikkat çeken Tatar, eski sakinlerin de başvurabilmesi için de ne gerekiyorsa yaptıklarını, bu kapsamda Rum yönetiminin baskılarına rağme” 459 başvuru olduğunu kaydetti ve bu sayının artacağına inanç belirtti.