Güzel oyuncunun hayranları her sene 1 Temmuz’da onun için ’1 Temmuz Mucizesi Serenay Sarıkaya’ etiketi altında paylaşımlar yapıyor. On parmağında on marifet olan bu genç ve güzel kadın, başarısını yeteneğine ve çok çalışmasına borçlu. İşte Serenay Sarıkaya’nın hayatımıza girişinin ve favori aktrislerimizden birinin oluşunun hikayesi;
Serenay Sarıkaya 1 Temmuz 1994’te Ankara’da doğdu. Oyunculuğa adım attığı Şaşkın isimli filmden sonra ilk başrolünü, yönetmenliğini Sinan Çetin’in yaptığı Peri Masalı isimli dizide oynadı. 2008 senesinde yine Sinan Çetin’in yönettiği Limon Ağacı dizisinde de başrolü üstlenen Sarıkaya, asıl ününü aynı sene başlayan ve iki sene devam eden Adanalı dizisiyle elde etti.
2010 senesinde düzenlenen Miss Turkey yarışmasında ikinci olan Serenay Sarıkaya, sonrasında düzenlenen Miss Universe yarışmasında Türkiye’yi temsil etmeye hak kazandı. Fotomodellik ve mankenlik yerine oyunculuğa odaklanan Sernay Sarıkaya, sonrasında da döneme damgasını vuran bir başka dizede rol aldı
2010-2012 yılları arasında Lale Devri isimli dizide Emina Sandal, Hatice Aslan ve Tolgahan Sayışman ile birlikte başrolü paylaşan Sarıkaya’nın gençler arasında bir ikon haline gelmesini sağlayan şey ise Türk televizyon tarihinde bir fenomen haline gelmiş olan ve geçtiğimiz ay final yapan dizide aldığı rol oldu.
Medcezir’de Mira karakterini canlandıran Serenay Sarıkaya bu arada ülkemizde de oldukça fazla izlenmiş Ejderhanı Nasıl Eğitirsin filminde seslendirme de yaptı.
Sernay Sarıkaya aynı zamanda televizyonda fenomen haline gelmiş ve sinema ekranlarına taşınmış Behzat Ç.-Ankara Yanıyor filminde de rol aldı. 2014 sene GQ dergisi tarafından yılın kadını seçilen Sarıkaya’nın aynı zaman da bir de Altın Kelebek ödülü var.
Annesi ve babasının ayrılmasından sonra 7 yaşında annesiyle İstanbul’da yaşamaya başlayan Serenay Sarıkaya, Sibel Arna’ya verdiği röportajda annesiyle olan ilişkisini şöyle özetliyor; ‘Biz annemle birlikte büyüdük. Aramızda sadece 20 yaş fark var… Dışardan bakan hiç kimse onun benim annem olduğuna inanmıyor. Her şeyi konuşuruz her şeyi anlatırız birbirimize. Şimdi o Cihangir de oturuyor. Orayı çok sevdi, hala emlakçılık yapıyor. Benim tanıdığım en özgür kadınlardan bir tanesi.’
Adı oldukça fazla aşk dedikodularına karışsa da, Serenay Sarıkaya yine aynı röportajda, ilişkilere nasıl yaklaştığını da anlatıyor; ‘Birini hayatıma almadan önce fazla irdelerim fazla sorgularım. Eleğim vardır o elekten geçiririm… İşimiz icabı öyle herkese güvenmek pek mümkün olmuyor. Kontrolcü davranınca kendimi daha güvene hissediyorum. Ama yine de hiçbir şeyin garantisi yok.’
Serenay Sarıkaya'nın sesi de çok güzel. Rol aldığı bazı dizilerde kendi sesiyle şarkı da söyleyen Sarıkaya, konuyla ilgili şu yorumu yapıyor; 'İçinde bulunduğum işlerde sesimi kullanınca güzel tepkiler aldım. Aslında iddialı olduğum bir konu değildi. Ama şarkı söylemeyi çok seviyorum.'
Güzel oyuncu ekranda kendisini izlerken de gerildiğini saklamıyor. Özellikle oynadığı dizilerin ilk bölümlerini yalnız başına izlemeyi tercih ettiğini söyleyen Sarıkaya, Sacit Aslan’a verdiği bir röportajda durumu şöyle açıklamış; ‘Çok gergin oluyorum kendimi izlerken. O yüzden mümkün mertebe yanımda kimse olmasın istiyorum. Hatta bazen kendimi ellerim boğazımda izlerken buluyorum. Geriliyorum çünkü hep daha iyisi olsun istiyorum, izlediğim şeyden daha iyisini yapabileceğimi düşünüyorum. Bir de ben bizim diziyi izlemekten zaten çok keyif alıyorum. Geçen setimiz yayın gününe denk geldi, bir yandan telefondan diziyi izliyordum. Sonra benim sahnem geldi... “N’olur en sevdiğim dizi başladı, gitmek istemiyorum” dedim.’
Güzelliği kadar muntazam fiziğiyle dikkat çeken oyuncu, forumuna uzun zamandır dikkat ediyor. Çok sağlıksız şeyleri de sevdiğini söyleyen Sarıkaya, ‘Kendimi bildim bileli yediklerime dikkat ediyorum. Yemek yemeye çok düşkünüm ama bu çok yemek yerim anlamına gelmiyor. Sağlıklı, beni yormayacak şeyler yerim. Ama çok kötü şeyleri de seviyorum. Geçenlerde işkembe çorbası içtim mesela gecenin bir vakti, çok severim. Kokoreçe de hastayım...’ diyor.
Radikal