Bir adım önde...
Günün Haberleri Giriş Sayfam Yap Favorilere Ekle Künye İletişim Son Dakika Ekle RSS
 
mehmetkesim
 
ANA SAYFA MAGAZİN SİNEMA MÜZİK MEDYA FOTO GALERİ VİDEO GALERİ TÜMÜ
ANTALYA   29/37 °C
 
 
    Mehmet Kesim Yazdı :Siz Ne Kadar Güvenilirsiniz ?  
 
    Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, BARÜ’nün Tios Antik Kenti’ndeki çalışmalarını inceledi  
 
    Ünlü Moda Tasarımcısı Pınar Bent Gelin Adaylarına Büyük Sürpriz Hazırlığında  
 
    100 yaşını geçen sağlıklı kişilerin 8 ortak özelliği  
Mehmet Kesim Yazdı :Siz Ne Kadar Güvenilirsiniz ?
Mehmet Kesim Yazdı :Siz Ne Kadar Güvenilirsiniz ?
 
Byturco Medya Yayın Kurulu Başkanımız Gazeteci Yazar Mehmet Kesim GÜVENİLİLİRLİK konusunda yaptığı kapsamlı,çok önemli bir araştırma yazısı Siz Ne Kadar Güvenilirsiniz ? büyük beğeni ve ilgiyle okunuyor.
 
10 Ağustos 2025 Pazar - 21:07

BYTURCO MEDYA HABER MERKEZİ

 Byturco Medya Yayın Kurulu Başkanımız Gazeteci Yazar Mehmet Kesim yine çok konuşulacak  şu en çok okunan beğeni ile yüzlerce mesaj ,telefon aldığı köşe yazısıyla gündemde.
Mehmet Kesim : Eğer insanlarımıza ulaşabilip GÜVENİLİLİRLİK  konusunda dokunabildiysem bir hatırlattıtırma ,hissettirme yapmışsam ne mutlu bana ,telefonla arayan ,bana yazan tüm okuyucularımıza,dostlarıma teşekkürler biz büyük bir aileyiz hepimiz güvenililir bireyler,güvenililir toplum için  harekete geçelim, sorumluluk duygusuyla hareket edelim, iz bırakalım dedi.

                    İŞTE O O KÖŞE YAZISI 

 
   SİZ NE KADAR GÜVENİLİRSİNİZ ?

Değerli dostlar ,kıymetli okurlarım üzerimizde yaz ayının getirdiği rehavet ,tatil  modu Ağustos ayında da sürüyor.

Eylül ayı ola hayır ola diyelim. Eylül ayı doğma büyüme bir Antalyalı olarak en sevdğim ayların birisidir.
Ağustos  ayı benim ve ailem için yayla ayıdır
Doğal serinlik ortamında tatil modunda  Güvenilir İnsan konusunda kaleme aldığım köşe yazımın sizin keyifle okuyacağınız ,birazda düşündürecek bir köşe yazısı olacak.
 Güvenilir İnsan olmak günümüzde makamı ,mevkisi,sıfatı ne olursa olsun  maalesef herkese nasip olmuyor.
İnsanların birbirine verdiği sözleri tutmayışı,yalan ,dolan ,hakikatten uzak,şahsi manfaatleri en önde tutan hırsla ,ihtirasla,fazla para kazanabilme duygusuyla davranış , hileli hizmet verme,suistimalli çalışma sistemi  ,toplumu gerdikçe geriyor GÜVEN DUYGUSU AZALIYOR.
Güven duygusu yüzünden bireyler,aileler,apartman komşuluğu,mahalle arkadaşlığı,asker arkadaşlığı,iş ortaklıkları,sosyal sorumluluklar taşıyan STK lar ,Partilerde ,hatta hastanelerde, 7 den 77 ye kısaca   her yerde her alanda tartışılır bir halde.
İNSANLARIN PSİKOLOJİSİ ÜZERİNDE çok büyük bir baskı unsuru haline geliyor.
Kimisi kendine,yarınına,kimisi günlük yaşamındaki ortamda neyle karşılaşacağına,çevresine,eşine,dostuna güvenililirlik duygusu konusunda endişe duyduğu için maalesef iyi deyiller.
Türkiye'de geçen yıl kullanılan ANTİDEPRESAN HAP SAYISI  80 Milyonu geçmiş..
Ben sayfalarca bu konuda örneklemeler yapabilirim bu konu herkesin gündeminde  ama atılan adım yok.
Hızla büyüyen dijital ortam teknelojisi,sosyal medyada aslı astarı olmayan yalanlarla dolu bilgiler,haberler,toplum mühendisliği denilen ,toplumu bir şekilde istediği şekilde yönlendirebilen özel çalışmalar Sadece İnsanların değil başta gıda güvenliği olmak üzere herşeyin güveninirliliğinin sorgulanır hale gelmesini sağladı.
Kimi telefonunun dinlenidiğini düşünüyor,, kimi acaba yolda yürürken başıma bir şey mi gelir endişesi duyuyor ,kimi daha güvenli araba,ev istiyor,kimi böyle ortamda nasıl yaşayabilirim diyor.
GÜVENİLİLİRLİK KONUSU HER ORTAMDA HER ALANDA SORGULANLIYOR.

Güven duygusu insanın kanatları, hayatın temelidir.
Hayatın sermayesi güvendir.
Güvenin olmadığı yerde hayat devam edemez”. İnsanoğlu güvenmek üzere, güvenme eğilimi ile dünyaya gelir. Doğduktan bir saat sonra bebek kendisiyle ilgilenen kişinin yüzüne bakar, birkaç saat sonra ise annesinin sesini duyduğunda ona doğru başını çevirmeye başlar. Yaşamın ilk yılında, bakımveren ve bebek arasındaki tutarlı ilgi ve bakım; bebeğin güven duygusunu oluşturmasına yarar. Eğer anne ve bebek arasındaki alma-verme dengesinde senkronizasyon varsa, bebek bunu güvenin ilk işaretleri olarak içselleştirmeye başlar.

Güven duygusu; aile, arkadaş ve iş gibi sosyal ilişkilerin merkezinde yer alır. İlişkilerde güven bağını sağlıklı biçimde kurmak ve sürdürmek için karşılıklı emek verilmesi son derece önemli. Verilen sözlerin yeterli olmadığı durumlarda bireyler, vaatlerin yerine getirilip getirilmemesi gibi davranışlara göre karşısındakinin güvenilirliğini sorgulayabilir.
İnsanların  kendine veya bir başkasına duyduğu güven duygusu yeterince kuvvetli değilse ilişkilerinde bazı sorunlar ortaya çıkabilir. 
Güven duygusunun eksikliği durumunda birey tarafından olumsuz duygulara olan eğilim daha sık görülebilir. Bu nedenle ilişkiler güven duygusu veren, güvenilen insanlarla kurulduğunda güven duygusunun sağlıklı biçimde gelişmesi kolaylaşabilir.
Güven, sevgi, dostluk, aile ve ötekiyle temas içeren bireysel bağların kökeninde bulunduğu gibi, politika, ekonomi, çalışma hayatı ve tıbbi uygulamalar dahil olmak üzere tüm sosyal ilişkilerin de asli unsurudur.
Davranışlar ve sözlü ifadeler genellikle güvene bir dayanak teşkil etse bile,  insanların size karşı her nazik ve ilgili davranışı veya hoşa giden sözleri onlara koşulsuz olarak güven duymanız için yeterli değildir.
İnsanlara güvenmek, onların dikkat, şefkat veya profesyonel ilişkilerde ahde vefa içeren davranışlarına dair beklentilerinizin istikrarlı şekilde karşılandığı bir süreci gereksinir.
Fakat insanlar kesin bir yargıya ulaşmadan başkalarına güvenmeye eğilimlidirler.
Bazı filozoflar, güvenin önermeye dayalı soyut bir tutum olduğunu savunuyor. Psikoloji alanındaki bir tanım ise güvenin; benliğin, başkalarının durum ve duygu temsillerini anlamlandıran bir beyin süreci oluşuna işaret etmekte. Güven nadiren mutlak bir nitelik arz eder, çoğunlukla belirli durumlarla sınırlıdır; mesela bir arkadaşınıza size doğruyu söyleyeceği konusunda güvenebilirken, üzerinizde bir cerrahi işlem uygulamasına izin verecek kadar ona güven duymazsınız.
Güvenin aynı zamanda duygusal bir temellendirmesi de vardır; arkadaşınızın size doğruyu söyleyeceğine dair inancınız, ona karşı geliştirdiğiniz olumlu bir tutumdan kaynaklanır, çünkü insanlara güvenmek için onlar hakkındaki hislerinizin olumsuz ya da kayıtsız olmaması gerekir.
Benzer olarak, güvensizlik de duygusal bir süreçtir, ancak, güvenden farklı olarak, korku ve hoşlanmama gibi olumsuz duygulara dayanır. Birine güvenmemek, sadece onun ihanet edeceğine dair bir tahmine değil, aynı zamanda güvenilmez kişi hakkındaki olumsuz nitelikte bir duygu durumuna  da işaret eder.
Güven genellikle, bir kişinin dürüstlüğüne olan inancımız olarak tanımlanır.
Araştırmalar, güvenin ilişkilerde emniyet hissini artırırken, savunmacı ihtiyaçları azalttığını öne sürüyor. Ayrıca güven hissi, insanların duygularını ve isteklerini muhataplarıyla daha rahat paylaşmalarını da teşvik ediyor. Güvenin nasıl kavramsallaştırıldığını anlamak için, konu iki temel özellik üzerinden incelenebilir. Bu iki özellik, kişinin yardımseverliğine ve dürüstlüğüne olan inancımızdır.
Güven, romantik ilişkiler dahil olmak üzere birçok ilişki biçiminin vazgeçilmez bir niteliğidir, ilişkiden duyulan tatmin ve ilişkinin sürdürülebilirliği açısından da bir ön koşuldur. 
Sosyal güven ise, ikili ilişkilerimizin dışındaki kişilerin de dürüstlüğüne ve güvenilirliğine yönelik bir algı biçimidir.
Bir toplum genelinde hesaplanan ortalama sosyal güven seviyeleri, ulusal büyümeyi olduğu kadar içinde yaşayan bireylerin mutluluğunu ve yaşam tatminlerini de güçlü bir şekilde öngörebilir. Aynı zamanda, yaşamdan keyif alma ve almama gibi birçok manevi duyguyla da ilişkilidir. İnsanların çoğuna güven duymadığı bir ortamda yaşamak, kişiler üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.
Bireysel sosyal güven, bireysel düzeyde insani değerlerin yanı sıra toplumun kültürel özelliklerinden de etkilenmektedir. Araştırmalar, toplumdaki evrensellik ve bireysellik gibi değerlerin, bireysel sosyal güveni temin etmedeki önemine vurgu yapıyor. Yapılan çalışmalarda bireyci kültüre sahip olan kişilerin sosyal güveninin, belirsizlikten kaçınan kişilere göre daha yüksek olduğu bulgusunun yanı sıra, daha yaşlı, daha eğitimli ve daha yüksek gelir dilimlerinde olan katılımcıların sosyal güven seviyelerinin de daha yüksek olduğu bulgulanmış. Bu bulgular ışığında toplumsal kaynaklı etkilerin, sosyal güvenin tesisindeki önemi bir kez daha vurgulanmayı hak ediyor.

İnsanlar doğumdan itibaren bir süre, bakım verenlerine büyük ölçüde bağımlıdırlar. Bu ihtiyaç, sosyal bağlantılar kurmak için “donanımlı” ve güdümlü olduğumuzun öncül bir kanıtıdır. Doğumdan bir saat sonra, bir bebek onunla ilgilenen kişinin gözlerine ve yüzüne bakmakta, birkaç saat sonra ise başını annesinin sesine doğru çevirmektedir. Kısacası, bizler doğumumuzdan itibaren sosyal varlıklarız, başkalarıyla etkileşim kurmamız büyük ölçüde güvenin kaçınılmazlığına işaret ediyor. Literatürde yer alan tüm araştırmalar bize güven duymaya meyilli olduğumuzu gösteriyor. İnsanlar başkalarına pek güvenmediklerini söyleyebilir, ancak davranışları çok farklı bir hikaye anlatıyor. Çünkü aslında birçok yönden güven, bizim varsayılan konumumuzdur; rutin ve tepkisel bir biçimde güveniriz. Güven hissi nadiren bilinçli farkındalık seviyesinde gerçekleşir. Bu yatkınlık çoğu zaman bize olumlu bir şekilde hizmet eder. Büyük bir güven ihlaline uğramadıkça, çoğumuz çevremizdeki insanların ve kurumların temel güvenilirliğini deneyimlerimiz doğrultusunda oluştururuz. 
Fakat zaman zaman, güvenilirliği fiziksel benzerlikler ve diğer ipuçları temelinde değerlendirme yönelimimiz, bilgiyi işleme şeklimiz ile birleştiğinde yanlış güven ile neticelenebilir. Bunun nedenlerinden birisi, görmek istediğimizi görme eğilimimizdir. Dünya hakkındaki varsayımlarımızı destekleyen işaretlere daha yoğun şekilde dikkat ettiğimizden, aksi yöndeki kanıtları yahut tutarsızlıkları küçümsüyor ya da yok sayabiliyoruz. Örneğin olumlu sosyal beklentileri olanlar, başkalarının güvenilirliğine dair kanıtlara daha çok dikkat ederken, onların tutarsız davranışlarını göz ardı edebilirler.  Üstelik genelde insanlar, kime güvenecekleri hakkındaki yargıları da dahil olmak üzere kendi muhakemelerinin ortalamadan daha iyi olduğunu düşünürler. Fakat bazı durumlarda kendi yargımıza olan güvenimiz, bizi güvenilirliğin işaretlerini taklit edebilen insanlara karşı savunmasız kılabilir.
Bir başkasının motivasyonlarından, niyetlerinden veya gelecekteki eylemlerinden asla emin olamayız. Ancak gündelik hayatımızın devamı için güven ve güvensizlik arasında bir seçim yapmalıyız.
Bununla birlikte, şüpheyi azaltmak için özellikle davranış alışkanlıklarınızın farkına vararak, yapabileceğiniz pekçok şey var. 
1- Kendinizi tanıyın.
Bazı insanlar çok kolay güvenir ve çoğu insanın onlara asla zarar vermeyeceğini varsayarlar. Böylece, kişisel sınırlarını çok erken ifşa ederler veya işyerinde hassas bilgileri gelişigüzel paylaşırlar. Sohbet ettikleri kişinin dost mu düşman mı olduğunu fark etmeden başkaları hakkındaki inançları ve izlenimlerine dair fütursuzca konuşurlar. Bazı insanlar ise ilişki başlangıcında çok güvensiz yaklaşıp başkalarının motivasyonları, niyetleri ve gelecekteki eylemleri hakkında şüpheci davranırlar ve böylece kendileri hakkında bir şey ifade etmekten kaçınırlar. Yanlış insanlara güveneceklerinden korktukları için hızlı güvenen insanlardan daha az hata yapabilirler, ancak diğerlerini uzakta tuttukları için daha az olumlu deneyimle karşılaşabilirler. Bu nedenle ilk kural, bu alandaki yatkınlığınızın farkına varmaktır, çünkü bu, üzerinde çalışmanız gereken istikameti belirleyecektir
2 .KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLAYIN 
Güven, risk gerektirir, ancak aldığınız riskleri mantıklı ve küçük tutabilirsiniz. Çok sayıda küçük güven verici eylemle çevrenizi ve kendinizi gözlemlemek,, sizinle iyi ilişkiler kurmak isteyen başkalarını teşvik edtmek için iyi bir yöntemdir ve daha olumlu etkileşimlere yol açabilir. Giderek artan risklerle, diğer kişiyle güçlü bir güven bağı inşa edebilirsiniz.

3- Güçlü sinyaller göndermek
Güvenin, küçük eylemlerin kapatacağı mesafeye göre daha da derinleşmesine imkan tanımak için net ve tutarlı sinyaller göndermek önemlidir. Çoğumuz güvenilirliğimizi başkalarına iletme konusunda yetersiziz, çünkü onların olumlu niteliklerimizi zaten bildiklerini ya da kolayca ayırt edebileceklerini varsayıyoruz.
4- Karşı tarafı anlamak
Sık sık, karşı karşıya olduğumuz kişilerin de en az bizim kadar kendi güven ikilemlerini yaşadıklarını ve bize güvenip güvenmeyeceklerini araştırdıklarını unutuyoruz. Karşı tarafın perspektifine ilgi ve empati göstermek için çabalamak, başkalarının kaygılarını ve endişelerini yatıştırabilir.

5- Role dayalı güven
Pek çok çalışma, güven oluşturma sürecinde kişisel bağlantıların merkezi önemini vurgulamaktadır. Ancak liderlere veya iktidara sahip kişilere olan güveninizin kişisel temas geçmişine dayanması gerekmez. Hızlı güven olarak adlandırılan güven çeşidi, yüksek güven seviyelerinin çoğu kez kişisel olmayan etkileşimlerden kaynaklanabileceğine işaret eder. Hızlı güvenin önemli bir unsuru, rollerdir. Bir role duyulan güven, bir bireyle kişisel deneyimin yerini tutabilir. Örneğin, mühendislere güveniyoruz çünkü mühendisliğe güveniyoruz. Dolayısıyla rol, kişisel deneyimin yerini uzmanlık ile değiştirerek güvenilirliği sağlar.

6- Sorgulamak
Bir karar verdikten sonra, bir şeyler değişmediği sürece onu tekrar gözden geçirmeme eğilimindeyiz. Bu sorgulamama hali ise zaman zaman tehlikelere kapı aralayabilir.


 Araştırmalarda güvenilir insanda aranılan özellikler ile güvenilir ve güvenilmez insan özelliklerinin birbirinin zıttı olup olmadığı ortaya çıkarılmak istenmektedir.
Çalışmanın devam eden sürecinde “güvenilir insan” ölçeği geliştirilmesi hedeflenmektedir. Çalışmada anket metodu kullanılmış ve 2 ayrı anket formu hazırlanmıştır. Birinci grup katılımcılardan güvendikleri bir kişide aradıkları özellikleri, ikinci grup katılımcılardan da güvenmedikleri bir kişide bulunması gereken özellikleri sıralamaları istenmiştir. Çalışmaya toplam 596 kişi katılmıştır. Güvenilir insanı tanımlayan 304 kişiden 1540 ifade ve güvenilmez insanı tanımlayan 292 kişiden 1489 ifade toplanmıştır. Aynı, benzer ve tekrar eden ifadeler değerlendirildikten sonra “güvenilir insanı” tanımlamak için toplam 390, “güvenilmez insanı” tanımlamak için 431 ifadeye ulaşılmıştır. Sonuç olarak, güvenilir insanı tanımlamak için “dürüstlük”, “yalan söylememek”, “sadakat”, “samimiyet”, “saygılı olmak”, “sır tutmak”, “güvenilir olmak”, “yardım severlik”, “açık sözlülük”, “sözünü tutmak” ifadeleri ilk 10 sırada yer almıştır. Güvenilmez insanı tanımlamak için ise “yalan söylemek”, “ikiyüzlülük”, “dedikodu yapmak”, “bencillik”, “tutarsızlık”, “söz tutmamak”, “samimiyetsizlik”, “dürüst olmamak”, “aşırı çıkarcılık”, “ağız gevşekliği” ifadeleri ilk 10 sırada ortaya çıkmıştır. Çalışmada 13 ifadenin birbirinin zıttı olarak ortaya çıktığı görülmüştür. Bu araştırma göstermiştir ki, güvenilir insan konusunda farklı kültür ve farklı zaman diliminde yapılmış çalışmalar karşılaştırıldığında, güvenilir insanı tanımlamak için aranılan en önemli  özellikler değişmemiştir.

          DİNİMİZDE  DE  GÜVENİLİRLİK KONUSU ÇOK ÖNEMLİDİR.

İNSANLARIN GÜVENİNİ KAZANMAK İÇİN NELER YAPABİLİRİZ  AYETLERLE AÇIKLANMIŞTIR.

Toplumun "güvenilir" insan diye nitelendirdiği insanlarda bulunan davranışlar nelerdir? Toplumun güvenini kazanmak için neler yapabiliriz?
Güvenilir insan modelini Peygamberimiz  en güzel şekilde yaşamış ve ümmetine bu konuda da örnek olmuştur. 
“Mü’min”, Yüce Allah’ın varlığına ve birliğine inanan anlamına geldiği gibi, başkalarına güven veren ve güvenilen kişi anlamını da taşır.
Öyle ise mümin, ahdine vefalı, anlaşmalarına sadık, sözü özü bir, dostluğuna güvenilen bir insandır. Yüce Rabbimiz, Mü’minûn Sûresi’nin ilk âyetlerinde, kurtuluşa erecek müminlerin vasıflarını açıklarken 8. âyette meâlen şöyle buyurmaktadır:
“Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.”1.
Bir mümin, sevdiğini sırf Allah için sever ve ondan maddî bir beklenti içinde olmaz.
 Sır saklar, emanete hıyanet etmez. Güvenilirlik aynı zamanda peygamberlerin sıfatıdır. 
Yüce Allah, peygamberlerini güvenilir kişilerden seçmiş, onlar gönderdikleri toplumlar tarafından da emîn kişiler olarak tanınmışlardır. Nitekim Mekkeliler, Peygamberimize (asm), daha peygamber olmadan önce, “el-Emîn” sıfatını vermişlerdi.
Müslüman, verdiği sözden, üzerindeki emanetlerden Allah katında sorumlu tutulacaktır. Yüce Allah, bu konuda şöyle buyurmaktadır:
“Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.”2
Özellikle Allah’ın adını anarak verilen sözlerin, yapılan adakların ve yeminlerin yerine getirilmesini emretmekte ve sözünde duranlara sevap vereceğini bildirmektedir. Sözünde durmayanları ise, Nahl Suresi’nin 92. âyetinde kınamakta ve onları, "ipliğini iyice eğirip katladıktan sonra söküp bozan kadının durumuna" benzetmektedir.
Peygamber Efendimiz (asm), hadîs-i şerîflerinde, Müslümanı ve mümini şöyle tarif etmiştir:
“Müslüman, dilinden ve elinden diğer Müslümanların güvende olduğu, mümin de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir.”3
“Mümin, geçimi güzel olan kişidir. Geçimsiz kişide hayır yoktur.”4

Uyumlu olmak, ancak güvenilir bir insan olmakla sağlanır. Sözüne özüne güvenilmeyen bir insanla, dostluk ve ticarî ilişki kurulmaz. Verdiği sözde durmayan kişinin toplum içerisinde saygınlığı zedelenir, dostlarının sayısı azalır, işi ve ticarî ilişkileri bozulur. Bunun için hayatın her alanında güven duygusu çok önemlidir.
Birbirine güven duymayan toplumlarda huzur ve asayiş sarsılır, insanî ilişkiler bozulur.
Eğer Allah’a ve insanlara verdiğimiz sözleri yerine getirmezsek, büyük bir vebal altına girmiş oluruz. 
Yalancılıkla güven ve itibarın bir arada bulunamayacağını bilmeliyiz.
Sevgili Peygamberimizin  “Çevresindeki insanların şerrinden emin olmadığı kişi, cennete giremez.” hadîs-i şerîfi üzerinde dikkatle düşünmeliyiz. 
Yerine getiremeyeceğimiz vaatlerde bulunmamalı, çevremize, yakınlarımıza, iş arkadaşlarımıza ve bütün insanlara güven telkin etmeli ve bunu bir hayat prensibi haline getirmeliyiz. Şunu da hep aklımızda tutmalıyız: 

“Allah doğrunun yanındadır.”

Ben köşe yazımda gerek günümüzde gerekse Dinimizde Güvenilirlik konusunda  yapmış olduğum çalışmalarıda  göz önünde bulundurarak sizlere bu konuda faydalı olabileceğim bilgilerden oluşan yine tarihe not olarak düşebileceğim bir köşe yazısı hazırladım.

Hepimiz makam ,mevki,sosyal yaşamla ilgili hiç bir ayrım gözetmeksizin  GÜVENİLİR BİR İNSAN olabilme sorumluluğumuzu gözden geçirerek bu konuda Ülkemize,Milletimize ,şehirlerimize,ailemize nasıl faydalı olabileceğimizi nasıl katkı sağlıyabileceğimizi  düşünerek planlayarak bunun sorumluluğunu alarak hızla harekete geçirmeliyiz.
Bu başta kendimiz ,ailemiz ,şehrimiz,Ülkemiz için hatta Evren için ,GELECEK İÇİN 
tarihi bir misyon SORUMLULKUK  olacaktır.

UNUTMAYALIM HEPİMİZİN , TOPLUMUMUZUN BUNA İHTİYACI VAR...
KALIN SAĞLICAKLA ...
 

Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
 
 
Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, BARÜ’nün Tios Antik Kenti’ndeki çalışmalarını inceledi
   
 
Etiketler :
FACEBOOK YORUM Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
YORUMLAR     Onay bekleyen yorum yok.
 

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
 
 
 
   
 
Bu haber henüz yorumlanmamış...

 
DİĞER HABERLER
 
Mehmet Kesim'in : Siz,Evet Siz, Ne Kadar İyisiniz ? Köşe Yazısına Büyük İlgi
Byturco Medya Yayın Kurulu Başkanımız Gazeteci Yazar Mehmet Kesim İYİLİK ...
Mehmet Kesim yazdı : Gazetecilikte Kırmızı Çizgimiz ve Biz...
Byturco Medya Yayın Grubu Başkanımız Gazeteci Yazar Mehmet Kesim tarihe ...
Mehmet Kesim Yazdı : Hoş Geldin 2025
BYTURCO Medya Yayın Grubu Başkanımız Gazeteci Yazar Mehmet Kesim yeni ...
Mehmet Kesim Yazdı :KKTC'de Ziya Öztürkler'den Beklenen TARİHİ DAVRANIŞ.
Byturco Medya Yayın Grubu Başkanımız Gazeteci Yazar Mehmet Kesim tarihe ...
 
 
Mehmet Kesim Yazdı :KKTC'de Başbakan Ünal Üstel Bu Zorlu Sınavları Geçebilir Mi
BYTURCO Medya Yayın Grubu Başkanı Gazeteci Yazar Mehmet Kesim Tarihe Not ...
Mehmet Kesim Yazdı : Bırakalım Kıbrıs'da Kongrede Demokrasi Kazansın
BYTURCO Medya Yayın Grubu Başkanı Gazeteci Yazar Mehmet Kesim Tarihe Not ...
Mehmet Kesim Yazdı : Ne Çektin Be Antalyam ?
BYTURCO Medya Yayın Grubu Başkanı Gazeteci Yazar Mehmet Kesim Tarihe Not ...
Dr. Mehmet Gök : Ankilozan Spondilit hastalığına dikkat
Uzun yıllardır kronik ağrı ve romatolojik hastalıkların tanı ve tedavisi ...
 
 
Antalya'nın En Kıymetli Gözde Semti Kırcamisi Oldu
Antalyanın 2024 Yılında En çok kıymetlenen ve yaşam standartları açısından ...
ANTALYA,Mehmet Kesim'in SİZ ANTALYAYI HAK EDİYOR MUSUNUZ ? Köşe yazısını Konuşuyor
Byturco Medya Grubumuza ait 5 Farklı Gazetemizde yayınalan ,sosyal medyada ...
Mehmet Kesim Yazdı.. Siz Antalya'yı HAK Ediyor Musunuz ?
BYTURCO Medya Yayın Grubu Başkanı Gazeteci Yazar Mehmet Kesim Tarihe Not ...
Byturco Medya Yayın Grubunda Özümüz Aynı ,Yenileniyoruz..
5 Farklı İnternet Gazetesiyle 14 Yldır hizmetinizde olan Byturco Medya ...
 
 
  GÜNÜN MANŞETLERİ
Mehmet Kesim Yazdı :Siz Ne Kadar Güvenilirsiniz ?

Mehmet Kesim Yazdı :Siz Ne Kadar Güvenilirsiniz ?

  Hep Birlikte Nice Mutlu Bayramlara
  YAZARLAR
 
 
KUTSAL DAMACANA DA BİR POLAT YAĞCI FARKI…
 
Hakan Solaker
 
 
Hep Birlikte Nice Mutlu Bayramlara
 
Magazin Ekibi diyor ki...
  ÇOK OKUNANLAR
  FOTO GALERİ
Burçin Terzioğlu ve İlker Kaleli

Burçin Terzioğlu ve İlker Kaleli

Byturco
  ÇOK YORUMLANANLAR
  FACEBOOK'TA MAGAZİN EKİBİ
  TWITTER'DA MAGAZİN EKİBİ
  ANKET
     
 
Hande Yener mi? Demet Akalın mı?

Hande Yener
Demet Akalın

Sonuçlar Anket arşivi
 
     
 
 
 
  •Künye
  •İletişim
  •Reklam
  •Sitene EKle
 
 
  •Magazin
  •Sinema
  •Müzik
  •TV Dünyası
  •Moda
  •Medya Dünyası
  •Kültür&Sanat
  •Turizm
  •Yaşam
  •Teknoloji
 
 
  •deneme