Karadağlı: Artık hayata dair küçük planlar yapıyorum
|
|
|
|
Ünlü oyuncu Tamer Karadağlı, geçirdiği trafik kazasının ardından sıkıntılı günleri usta gazeteci Hakan Solaker'e anlattı |
|
|
|
16 Şubat 2015 Pazartesi - 17:50 |
|
|
|
|
|
|
|
Artık planlar yapmadığını dile getiren ünlü oyuncu Tamer Karadağlı, hayata dair her şeyi deneyimli gazeteci Hakan Solaker’e anlattı. Küçük planlar yapıyorum. Uzun süre dizi ve sinema filmlerinde oynamak istemiyorum. Teklif geldiğinde direk geri çeviriyorum çünkü bu işlerde artık para yok. Ben uzun süre tatil yapmak istiyorum. Ne yapımcılar benim istediğim parayı verir, ne de ben gidip o sinema filminde rol alırım. Sineme ve filimler hakkında fazla gözlemleme yapmıyorum. Piyasada üç tane iyi filim varsa, 113 tane de kötü filim var. O üç filim de o kötülerin arasında kaybolup gidiyor. Devletten yardım kopara bilmek için bir sürü insan filim yapmaya çalışıyor, o zaman da filim bolluğu oluyor.
Sinema salonlarında gösterim için yer olmuyor. Saçma sapan bir duruma düşmüş durumda. Sinema filmi öyle bir şey ki futbol topu gibi hiç beklenmeyen bir filim gişe yapıyor, çok büyük emek ve para harcanarak yapılan filim ise iş yapmıyor. Çok iyi hikayeler artık önemsiz. Türkiye'de no name filim furyası başladı, bu dünyada da böyle. Neden Tom Cruise'e 75 bin dolar verilirken, genç oyunculara 5 bin dolar veriyorlar. İşte bu da genç ve yetenekli oyuncuların önünü kesiyor.
"Her şeyi devletten beklemek yanlış olur"
Tiyatro ile aram oldukça iyiydi en son 2011 yılında bir oyunda sahne aldım. Tiyatro, sinema gibi bir şey, para kazandırmıyor. İstanbul'da tiyatro para kazandırmaz. Turnelerden para kazanırsın. Bu da oldukça zahmetli bir iş. Bütün bir yıl aynı anda ikisini bir arada yapmak imkansız. Her şeyi devletten beklemek yanlış olur. Zaten Devletin Devlet Tiyatroları var. Keza gerekli maddi desteği özele de veriyor. Devlet üzerine düşeni yapıyor. Türkiye AVM merkezi oldu. AVM de bir sinema salonu var, ama AVM'ler gereken desteği vermiyor. Diziler ve sinemalar çok zor günler geçirdi. Bunun formülünü bulmak çok zor. Televizyon kanalı bir ticarethane. Dizilerin kaderi kanalın genel müdürünün iki dudağının arasında. "Yayından kaldırın bu diziyi" dediklerinde kalkıyor. Bir genel müdürün 'kaldırın' demesi, yapımcıyı yönetmeni başrol oyuncusunu ve birçok insanı etkiliyor. Bir dizinin en iyi analizi reyting alıyorsa iyi, almıyorsa kötü. Dolayısıyla dizilerde furyalar var. Bir ara doğu dizileri, sitcom furyası vardı. Bu işte halkın nabzını iyi tutmak lazım. Köşklü aile dizileri, amcasının karısı ile aşk yaşayanların furyası ve enses ilişkiler her zaman iş yapar. Onu da iyi yapmak gerekiyor. Televizyonların, senaryoların gelişmesi seyirciyi de geliştirdi, kültür seviyesi düzeldi. Amerika'da izlenen bir filim, aynı gün bizim ülkemizde de izleniyor, piyasa çok gelişti. Ben 45 dk disiplinli çalışıyorum. Baştan tümüyle her şeyi kabul eden, sonra itiraz etmemeli. Oturup anlaşıyorum ve istediğim gibi çalışıyorum. Herkes ne hak ediyorsa kendi karar veriyor. Ve herkesin bir kaşesi var. Yapımcı ile yapılan anlaşma çok önemli. O imzayı attıktan sonra itiraz hakkın da yoktur.
"Çoçuklar Duymasın' bitmedi"
'Çocuklar Duymasın' hiçbir zaman bitmez. Biz zaten final yapmadık Türk halkı bu aileyi seviyor. 'Çocuklar Duymasın' biter 'Torunlar Duymasın' başlar. Havuç çocukken cep telefonu istiyordu, şimdi araba istiyor bu böyle. Bir yıl sonra başlar ya da beş yıl sonra başlar ama kesinlikle başlayacak. Birol Güven benim çok yakın arkadaşım, ona güvenim çok fazla, onun zekasına güvenirim. Bütün çalıştığım yapımcılar benim arkadaşım. Bir avuç insanız. Hepsi ile etle tırnağız. Bunun dışında Birol ile ailece bir bağımız var. Birol'un yazdığı şeyleri, iyi hayata geçiriyoruz. Her an yine bir şeyler yapabiliriz. 2015'e daha yeni başladık. Ne olur ne biter henüz beli değil, belki yeni yayın döneminde olur ama hiç sanmıyorum bu yıl bir şeyler olacak diye. Oyuncu her rolü oynar sözüne inanmıyorum. Oyuncu, kendi tavrına tarzına göre seçer, ben de seçiyorum. Aslında bizim ülkemizde de çok yetenekli oyuncular var. Hiçbiri başkasından eksik değil. Oyuncunun yaşı olmaz. Sağlığı el verdiği sürece oyuncu çalışır. Oyunculuk çok keyifli bir şey ancak bu bizim ülkemizde çabuk tüketiliyor. Her şeyi çok çabuk harcıyoruz.
"Bazen öyle oyuncular görüyorum ki oyuncu demeye şahit lazım"
Ben şuan kendimi dizilere ve sinemaya yoğunlaştırmak istemiyorum. Sık sık Ankara’ya gidip geliyorum ve en az altı ay kadar da kafamı dinleyip, tatil yapmak istiyorum. Üç ay önce önemli bir kaza geçirdim şimdi çok iyyim. Benim bir iş arayışım yok, kendime vakit ayırmak istiyorum. Ne kadar para verirseniz verin, şu an iş kabul etmiyorum. Şu an için hayır deme lüksüm var, İnşallah hep böyle olur. Sürekli çalışmak insandan çok şey alıp götürüyor. Gece gündüz çalışmak zor. Bir anda bakıyorsun 50 yaşına gelmişin saç sakal bembeyaz olmuş, ben bunu istemiyorum. Biz profosyonel bir iş yapıyoruz, zaman zaman da pilimizi şarz etmek zorundayız. Ayrıca onlarca dizi teklifi geliyor, bakarsın bir dizinin senaryosu hoşuma gider ve kabul ederim. Hep kötüyü konuşmamak lazım ülkemizde, güzel şeyler de oluyor. Biz yılarca gözümüzde yabancı oyuncuları büyüttük. Bazen öyle oyuncular görüyorum ki oyuncu demeye şahit lazım. Ama daha iyiye gidiyoruz
"Benim hayatım senin ekmek parandan daha kıymetli arkadaş"
Yaşadığım bu kazada şunu gördüm ki çok sevenim varmış. Bu beni çok mutlu etti. Ama bu kazaya rağmen motor kullanmaya devam edeceğim. Motorsiklet kulanmak benim için çok heyecanlı, çok güzel, dünyanın her yerine gidiyorum. Ülkemizde bırakın motor üzerinde olmayı, arabayla bile risk altındayız çünkü trafik kurallarına uyulmuyor. Her halde Türkiye'de yaşamanın bedeli bu olmalı. Allah'dan eğitimim, kaskım ve tehcizatım yüzünden hayatımı kurtardım. Sadece iki bileğim kırıldı. Yurt dışında motorsiklet turizmi var, bizim ülkemizde böyle bir şey yok. Ben şimdi o taraflara yönelmek istiyorum. Kendi ülkemde motora binmek, kendi ülkemi motorla dolaşmak istiyorum karış karış. Tehlikeli diye binmeyecekmiyiz. Aldığım motorsikletin vergilerini ve her şeyini ödüyorsam, o zaman kara yolarından beklentim, benim rahat motor kullanmam için her türlü tedbiri alması. Dümdüz yolda giderken zeytin yağından kayarak düştüm. Arkamda 30 kişi vardı kimseden şikayetçi olmadım, kimse ya da birileri gidip oraya zeytin yağı dökmedi. Türkiye'de böyle bir şey olduğu zaman, eyvah ihale benim üzerime kalacak diye o bölgenin muhtarı, belediye başkanı kendini kurtarmak için Tamer Karadağlı, kendi teknik hatalarından dolayı düşmüştür diye ipe sapa gelmez açıklamalar yaptılar. Bu beni çok üzdü. Oysa beklerdim ki insan önce bir geçmiş olsun der, sonra da ya bizim de bir hatamız varsa düzeltelim der. Bu çok ayıp o zeytin yağının oradan ne işi var. Benim hayatım senin ekmek parandan daha kıymetli arkadaş. Yapmayın böyle, bizim kimsenin ekmeğine saygısızlığımız yok.
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|
|
|
DİĞER HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|