|
Antalya’nın köklü kültüründen ve sinemadan aldığı güçle 53 yıldır çalışmalarını sürdüren Uluslararası Antalya Film Festivali, bir kez daha Türkiye sinemasının en güçlü çekim merkezi olarak ulusal ve uluslararası sektör bileşenlerini ve sinema seyircisini ağırlayacak.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve Festival Başkanı Menderes Türel ile Festival Direktörü Elif Dağdeviren’in ev sahipliğinde gerçekleşen festivalin basın toplantısı Antalya’da Hotel Su’da yapıldı. Geniş bir gazeteci katılımıyla gerçekleşen toplantıda festivalle ilgili detaylı bilgiler paylaşıldı.
Sinemaseverleri ve Antalya halkını birçok sürprizin beklediği festivalde Türkiye sinemasına ivme kazandırmayı hedefleyen yeni festival merkezi ve FILM TMR platformu gibi yeniliklerin duyurusu yapılırken, Antalya halkının ve her yaştan izleyicinin festivalde uzun saatler geçirmesini sağlamak hedefiyle kurulan “Festival Yolu” anlatıldı.
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel düzenlenen basın toplantısında, 15 Temmuz'un kalplerde açtığı yaranın acısının tazeliğinin devam ettiğini, daha uzun zaman da devam edeceğini söyledi.
Buna rağmen, yapmaları gereken çalışmaları daha büyük bir sorumluluk ve hırsla yapmaya devam ettiklerini ifade eden Türel, "Bildiğiniz gibi tiyatroda 'Show must go on', yani 'perde kapanmaz' denir. Antalya Film Festivali de 53. yılına daha güçlü, yeniliklerle dolu olarak giriyor." dedi.
Türel, festival programına iki özel film programı, seçkisi konulduğunu, ilk seçkinin adının "Güneş Tutulması" olacağını ve darbeler ile ilgili filmlerin gösterileceğini kaydetti. Bu bölümü 15 Temmuz'a, 15 Temmuz şehitlerine atfettiklerini dile getiren Türel, "Seçkinin ismi 'Güneş Tutulması' da anlamlı bir isim. Şehitlerin her biri bir güneşti. Kendilerini feda ettiler ama Türkiye'nin yolunu aydınlattılar." diye konuştu.
Başkan Türel, ikinci seçkinin de "Mülteciler" konusuna ayrıldığını açıklayarak, Türkiye'nin 3 milyon Suriyeli'ye ev sahipliği yaparken, dünyanın ibretlik ilgisizliği karşısında bu konuyu gündeme getirmeye hakları olduğunu belirtti.
Avrupa'nın önemli şehirlerinde, ana caddelerde, kaldırımlar üzerinde yatan ve el uzatılmayan mülteciler görüldüğünü anlatan Türel, "Savaştan veya açlıktan kaçan göçmenlere ayrılan bölümün başlığı 'Hiçbir Yerin İnsanları' olacak. Bu büyük insanlık dramına hem filmlerle ilgi çekeceğiz hem de sanatçılar bu konuda sanatçı duyarlılıklarını ortaya koyacaklar." dedi.
Başkan Menderes Türel şunları söyledi:
ANTALYA’NIN OLMAZSA OLMAZI: GELENEKSEL KORTEJ
Her yıl merakla beklenen geleneksel kortej, ulusal ve uluslararası pek çok yıldızla Antalyalıları bir araya getirerek tüm Antalya halkına festivalin başladığını müjdeleyerek 15 Ekim Cumartesi günü gerçekleşecek. İki yıldır Sosyal Sorumluluk ve Farkındalık Korteji olarak adlandırılan ve kortej sayesinde Türkiye’nin önemli konularına dikkat çekmeyi hedefleyen kortejde, yıldızlar geçen yıl olduğu gibi bu yıl da farkındalık yaratmak üzere halkı selamlayacak.
Tüm dünya coğrafyalarının ortak meselesi “göçmenler” ve 15 Temmuz’da yaşadığımız ve zaferle çıktığımız darbe girişimi ile ilgili düzenlenen darbe filmleri bu senenin sosyal sorumluluk projeleri olarak öne çıkıyor.
ALTIN PORTAKAL ONUR ÖDÜLLERİ: FEYZİ TUNA - YILMAZ GRUDA
53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin Altın Portakal Onur Ödülleri, sinemamıza yıllarca emek vermiş, çok değerli filmlere imza atmış birbirinden değerli iki isme takdim ediliyor.
Yeşilçam’ın en önemli isimlerinden Yönetmen Feyzi Tuna, ilk filmi Aşka Susayanlar’ı 1964 yılında yönettiğinde yirmili yaşlarının başındaydı. Sinemaya adanan bir hayat yaşayan Tuna; Fatma Girik, Ekrem Bora, Türkan Şoray, Kadir İnanır gibi sinemamızın efsane oyuncuları ile birbirinden değerli filmleri yönetti. Ezo Gelin’de (1973) Fatma Girik’le Kadir İnanır’ı yan yana getirirken, Seni Kalbime Gömdüm (1982) filminde Türkan Şoray, Cihan Ünal, Müşfik Kenter, Ahmet Mekin, Çolpan İlhan, Neriman Köksal gibi güçlü oyuncularla çalıştı. Televizyon dizilerinde de sinemanın büyüsünü yaşatan Feyzi Tuna, her çalışmasıyla izleyicinin kalbini bir kez daha kazanmayı bildi. Tuna, senarist olarak da imza attığı filmlerle sinema tarihimizde önemli bir yere sahip.
1958 yılında, Metin Erksan’ın senaryosunu yazıp yönettiği “Dokuz Dağın Efsanesi” filmiyle sinemaya başlayan Yılmaz Gruda, tiyatro kariyerine de devam ederken, Atilla İlhan’la Mavi şiir akımını kuran sanatçılar arasındaydı. Gruda; Herkesin Sevgilisi (1970), Ağlayan Melek (1970), Asiye Nasıl Kurtulur 1973, Cano (1973), Diyet (1975) gibi sinemamızda iz bırakan 40’tan fazla filmde rol adı. Seyircilerin hafızasında oyunculuğuyla birlikte, gülen gözleri, alameti farikası bıyıkları, etkileyici sesiyle de yer eden Yılmaz Gruda, Uluslararası Antalya Film Festivali’nde Onur Ödülü takdim edilen bir diğer isim.
YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ: EMEL SAYIN
Müzik dünyasındaki başarılarına sinemada da devam eden Emel Sayın, beyazperdenin en sevilen, en güzel, en etkileyici yıldızlarından birisi olarak 1970’li yılların başından itibaren Yeşilçam’ın unutulmazları arasında yerini aldı. “Şampiyon” filmiyle başlayan sinema yolculuğu “Hicran”; “Süreyya”, “Yalancı Yarim”, Düşman, “Acı Hatıralar”, “Rüzgar” filmleriyle devam ederken “Feride”, “Gülizar”, “Mavi Boncuk” filmleri filmografisinin köşe taşları oldu. Hem güzelliği hem oyunculuğu hem de sesiyle oynadığı filmleri bir başka boyuta taşıyan Emel Sayın, onu sevenlerin gönlüne özlenen bir sinema oyuncusu olarak da yerleşti.
ALTIN PORTAKAL EMEK ÖDÜLLERİ: ALTAN KARINDAŞ - TORON KARACAOĞLU
1950’li yıllardan beri sinemamızda canlandırdığı karakterlerle ayrı bir yere sahip olan Altan Karındaş, sinemayla eş zamanlı yürüttüğü tiyatro kariyerine yıllar içinde seslendirme ve dizi film oyunculuğunu da ekledi. 70 yıldır büyük küçük herkesin tanımaya devam ettiği ünlü oyuncu, 2000 yılına kadar yaklaşık 30 filmde rol alırken, yaptığı dublajlarla da sesi hafızalara kazındı.
Kültür sanat hayatımızın en üretken sanatçılarından, tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu Toron Karacaoğlu, Türkiye sinemasına oyunculuğunun yanı sıra sesiyle yıllardır renk ve değer katıyor. Battalgazi, Malkoçoğlu, Karamurat gibi kahramanlık filmlerinin yanı sıra romantik jönü canlandırdığı rollerinde esas olarak Cüneyt Arkın’ın sesi olarak hatırladığımız Toron Karacoğlu, 1960’lı yıllarda başladığı sanat hayatını aralık vermeden sürdürüyor.
YARIŞMA BÖLÜMLERİ
Bu topraklardan beslenen ve sinemaya dayanan gücüyle, geleceğe emin adımlarla ilerleyen Uluslararası Antalya Film Festivali’nin yarışmalı bölümlerine bu yıl toplam 353 yapıt başvurdu.
Sinema sektörünün sonuçlarını her yıl merakla beklediği festivalin geleneksel “Ulusal Uzun Metrajlı Film Yarışması”na 6’sı belgesel olmak üzere 60 film başvurdu. Altın Portakal heykelciğiyle birlikte bu bölümün para ödülü 50’si dağıtım desteği olmak üzere 100 bin TL.
Festivalin adına Uluslararası ibaresinin eklendiği 2005 yılından beri yabancı filmlerin yarıştığı “Uluslararası Uzun Metrajlı Film Yarışması”nın ödülü ise Altın Portakal heykelciği ile birlikte 50 bin Euro.
Türkiye’de seyir ilgisinin genellikle ikinci planda kaldığı kısa filmler ise geçtiğimiz yıldan itibaren başlayarak uluslararası yarışma filmlerinin hemen önüne konularak çok daha geniş bir seyirci kitlesi ile buluşmuştu.. Çok olumlu tepki alan bu uygulama ile halk oylamasına da açılan kısa metrajlı film seçkisinde yarışan filmlerden biri İzleyici ödülü kazandı. Kısa filmciler bu yıl da festivale yoğun ilgi gösteriyor. İzleyici Ödülü için yarışacak Ulusal Kısa Metrajlı Film Seçkisi’ne başvuran film sayısı 202.
ANTALYA FİLM DESTEK FONU
Geçen yılın diğer bir yeniliği festivalin yarışmalı bölümleri arasına eklenen “Antalya Film Destek Fonu”ydu. Çekimlerinin en az üçte biri Antalya şehrinde gerçekleştirilecek olan ulusal uzun metrajlı bir filme senaryo aşamasında destek olmak üzeri başlatılan bu bölümün büyük ödülü 100 bin TL. Ülkemizde film çekimi için en elverişli gün ışığı ve doğal platoların bulunduğu Antalya şehrindeki film üretimini artırmak, Antalya’yı, Türkiye ve dünya film endüstrisinin önemli lokasyonlarından birine dönüştürmek amacıyla başlayan Antalya Film Destek Fonu-AFDF’ye bu yıl, içinden Antalya geçen 40 senaryo başvurdu.
SİNEMAMIZI DÜNYAYA AÇAN PLATFORM: ANTALYA FİLM FORUM
Antalya Film Forum, festival kapsamında 16-22 Ekim tarihleri arasında Zeynep Atakan’ın direktörlüğünde üçüncü kez düzenlenecek. Ortak yapım ve proje geliştirme marketi Antalya Film Forum; kurgu aşamasında bir filmin tamamlanmasına yönelik Work in Progress bölümünün yanı sıra, senaryo aşamasındaki projelere destek verilen Belgesel Pitching ve Kurmaca Pitching başlıkları altında gerçekleşiyor. Yurtdışından yapımcıları, film festivalleri programcılarını, dünya satış şirketleri temsilcileri ve dağıtımcılarını Antalya’da ülkemiz sinema sektörüyle buluşturan Antalya Film Forum, hem ulusal hem de uluslararası arenada ilgi uyandırmaya bu yıl da devam ediyor. Work in Progress ödülü olan 100.000 TL ile Pitching Ödülleri olan 30.000’er TL ise ödüluleri kazanan projelerin yapım şirketlerine ödül sertifikası ile beraber verilecek.
FESTİVALİN EN YENİSİ: FILM TMR (Film Talent Marketing Rounds)
Türkiye’de çekilmiş ve gösterime hazır filmlerin başvurabildiği “İlişki Geliştirme (Networking)”, “İletişim” ve “Pazarlama Platformu” olan FILM TMR kısa ve uzun vadede, Türkiye sineması adına önemli kazanımlara imza atma hedefiyle yola çıkıyor. Türkiye’de üretilmiş uzun metrajlı kurmaca, canlandırma ve belgesel filmlerin ulusal ve uluslararası ticari platformlara açılmasına olanak sağlamak, filmin ticari pazarlaması ve iletişimi için gerekli ilişkilerin kurulduğu, ulusal ve uluslararası sektör profesyonelleri için birebir iletişim etkinliklerinin düzenlediği bir platform olan FILM TMR, 53. Uluslararası Antalya Film Festivali’nin en gözde bölümlerinden birisi olarak ön plana çıkıyor. Festivalin resmi internet sitesinde yönetmelik ve başvuru formu yayınlanan FILM TMR’ye başvurular 20 Eylül tarihine kadar sürecek.
ANTALYA’DA BİR İLK DAHA: FESTİVAL MERKEZİ VE FESTİVAL YOLU
53. Uluslararası Antalya Film Festivali, 8 gün boyunca büyük küçük, genç yaşlı tüm sinemaseverleri Antalya’da buluşturmaya hazırlanırken, Cam Piramit’le Antalya Kültür Merkezi arasındaki Kral Yolu’nu Festival Yolu’na dönüştürüyor. Bu yıldan itibaren Cam Piramit, her festival döneminde sektör için devasa bir festival merkezine dönüştürülecek. Gündüz 12.00 ile gece 00.00 saatleri arasında açık olacak Festival Yolu’nda ise Antalyalılar her gün başka eğlenceli sürprizlerle karşılaşacak. Söyleşiler, yerli ve yabancı yıldızlarla imza saatleri, her akşam farklı bir grubun katılımıyla gerçekleşecek müzik dinletileri, atölyeler, sergiler, sosyal sorumluluk standları, lounge’lar, ürün satış noktalarının da bulunduğu alan, sinema salonlarıyla birlikte festivalin en hareketli buluşma noktalarından birisi olacak.
MÜLTECİ FİLMLER: “HİÇBİR YERİN İNSANLARI”
Türkiye ve dünya sinemasının önemli isimlerinin katılımıyla gerçekleşen Uluslararası Antalya Film Festivali, 8 gün boyunca sinemayla dolu dolu günler geçirirken sosyal sorumluluk projeleriyle de herkesin dikkatini insanlığın ortak sorunları üzerine çekmeyi ve farkındalık yaratmayı hedefliyor. Bu yıl, Türkiye’nin dünyada en güçlü ve pozitif duruşu sergilediği alanlardan birisi olan mülteciler konusunu “Hiçbir Yerin İnsanları” başlığıyla beyazperdeden tüm misafirlere, Antalya halkına, sinema endüstrisine film seçkisiyle anlatacak. Korteje katılan sanatçılar, yerli ve yabancı konuklar Mülteciler için bir araya gelirken, festival boyunca; bilinmeze doğru göç etmek zorunda kalan mülteciler ve mülteci olma hali workshoplar, yan etkinliklerle de desteklenerek bir kez daha gözler önüne serilecek. Bu bölümde; Danimarka, Avustralya yapımı filmlerin yanı sıra, İtalya-Fransa , İngiltere-Türkiye İsviçre ortak yapımı 5 film yer alacak.
DARBE FİLMLERİ: “GÜNEŞ TUTULMASI”
Bu sene yaşadığımız ve tüm dünyada kazandığı demokrasi zaferi ile yankı uyandıran darbe girişiminin ardından programa eklenen “Güneş Tutulması” bölümü Festival’in en özel bölümleri arasında yer alıyor. Darbe filmleriyle, darbeler gerçekleştiğinde yok olan demokrasi ve insan haklarının neler yaşatabileceğini anlatan filmler güçlü bir programla bir araya getiriliyor. Darbe olduğunda yaşananları gözler önüne seren; Türkiye, Şili, Arjantin, Uruguay, Brezilya ve Yunanistan’da çekilmiş filmler festival programında yer alıyor.
Hedefleri arasında, Türkiye ve dünya sinemasının sanat değeri yüksek filmlerini izleyici ile buluşturmak, nitelikli yapımları Altın Portakal heykelciği ve parasal ödül aracılığıyla teşvik etmek, ulusal yarışma ve kısa film seçkisiyle, yeni yerli yapımlara dikkat çekmek, Türkiye sinemasını dünya ile buluşturarak ülkenin temsil değeri en yüksek uluslararası etkinliği olmak olan Uluslararası Antalya Film Festivali, ekim ayında bir kez daha sinemaseverlerin karşısına çıkmak için gün sayıyor.
Toplantının sonunda Başkan Türel ve Elif Dağdeviren soruları yanıtladı.
Film ve senaryo başvurularından FETÖ'nün arınması için çalışma yapılıp yapılmadığı yönündeki soru üzerine Türel, şunları kaydetti:
"Hiçbir etkinliğimiz ya da faaliyetimiz içinde terör örgütünün F'si bile yer alamaz. Bu konuda büyük bir hassasiyeti festival komitemiz gösteriyor. Bu terör örgütünün başı olan kişi bütün terör örgütü üyeleriyle birlikte kendilerini gizlemeyi başarmış kişiler. Yani düşünebiliyor musunuz Genelkurmayın yaveri ve özel kalemi bile kimliğini gizlemeyi başarabilmiş. Bu konuda en güzel hassasiyeti gösterdik, gösteriyoruz. Kılı kırk yarıyoruz. Atılması gereken adımları atarız."
Türel, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili festival kapsamında belgesel film yapmak istediklerini, içerisinde darbe girişiminde hayatını kaybeden reklamcı Erol Olçak'ın hayatından kesitlerin de olmasını istediklerini söyledi. Türel, güzel bir belgesel yapmak istediklerini, bu nedenle filmin bu yıla yetişme şansı olmadığını vurguladı.
Festival Direktörü Elif Dağdeviren ise 15 Temmuz'un Türkiye Cumhuriyeti'nin başına gelen en büyük felaketlerden biri olduğunu vurgulayarak, "Bu konuda hassas olmak zorundayız. Birkaç sponsorumuzu bu yüzden iptal ettik. Daha sonra bir tanesini gazetelerde okuduk. 350 film artı senaryoları küçük bir grup olarak inceliyoruz. Filmlere baktığımızda aşağı yukarı neyin ne olduğu belli oluyor. Müsterih olun bu konuda hassasız. Herkes gibi biz de hassasiyeti gösteriyoruz." diye konuştu.
"Antalya güvenlik konusunda rüştünü ispat etti"
Terör saldırılarına karşı bir çok etkinliğin iptal edildiği ve bu nedenle festivalle ilgili güvenlik tedbirlerinin neler olduğu sorusu üzerine Başkan Türel, festivalde güvenlik konularının konuşulmasının etkinliğe zarar vereceğini belirtti.
Türel, Antalya'nın güvenlik konusundaki rüştünü NATO toplantısı ve G20 Zirvesi ile ispatladığını vurgulayarak, "Antalya, dünyanın en güvenli şehirlerinden biridir. Allah nazardan korusun. Yüzde 100 güvenlik sorunu yaşanmaz denilemez. Fransa ve diğer ülkelerde de yaşandı. Festivalimizi bu konularla konuşulur hale getirmemek lazım. 6-7 Ekim Kobani olayları sürerken biz bu festivali yaptık. Yüzde 100 başarıyla festivali gerçekleştirdik. Dolayısıyla Antalya film festivalinde bu denli sıkıntıların olmamasını temenni ediyoruz." dedi.
Tilmaç için özel ödül
Hayatını kaybeden Antalyalı oyuncu Sümer Tilmaç için festivalde özel bir ödül konulup konulmadığı sorusu üzerine Türel, Tilmaç'ın büyük bir sanatçı olduğunu söyledi. Türel, Tilmaç'ın isminin bu festivalde yaşatılması ile ilgili bir çalışmalarının olduğunu ifade ederek, önümüzdeki hafta içinde bununla ilgili bir karar çıkmasını beklediklerini ve çıkınca onu da festivalde ölümsüzleştirmiş olacaklarını belirtti.
Türel ayrıca, festivalle ilgili yapılan haber, fotoğraf ve görüntüler arasından en iyilerinin seçilmesi, ödüllendirilmesi ile ilgili olarak Antalya Gazeteciler Cemiyetinin kendi içinde bir jüri oluşturması durumunda, bunu festivalde değerlendirebileceklerini kaydetti.
|
|
|
|
|
|
|
FACEBOOK YORUM |
Yorumlarınızı
Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın... |
|
|
|
|
|
|
|
YORUMLAR |
Onay bekleyen yorum yok. |
|
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din,
ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük
harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
|
|
|
|
|